Emeklilerden Kadıköy'de İsyan! "Yönetemiyorsanız Gidin!"
Kadıköy'de bir araya gelen emekliler, ekonomik koşulları protesto ederek iktidara sert tepki gösterdi. "Krizin faturasını her defasında emekli, emekçi ve dar gelirli ödüyor. Yönetemiyorsanız, yönetecekler gelsin!" şeklinde sloganlar atan emekliler, sembolik bir seçim sandığı kurarak oy kullandı. Eylem, EYT ve Emekliler Federasyonu tarafından düzenlendi.
Emeklilerden Kira İsyanı: "Ne Yiyeceğiz, Taş mı?"
Eylemde, emekli ve dar gelirlileri derinden etkileyen kira sorunu bir skeçle canlandırıldı. Bir emekli ev sahibini, diğeri ise kiracıyı oynadı. Kiracı rolündeki emekli, artan kiralara isyan ederek "Ne yiyeceğiz, taş mı?" diye sitem etti. Bu skeç, emeklilerin yaşadığı zorlukları gözler önüne serdi.
Ardından kurulan seçim sandığına, talepleri içeren pusulalar atıldı. Pusulalarda şu ifadeler yer aldı:
- "Geçim yoksa seçim istiyoruz"
- "Emekliden iktidara kırmızı kart"
- "Emeklilerin hayatını bitirdiniz"
- "Ya geçim ya seçim"
- "Emekli üvey evlat mı?"
- "Hükümet şaşırma, sabrımızı taşırma"
Yapılan basın açıklamasında ise emeklilerin yaşadığı zorluklara dikkat çekilerek, "Emekliyi bitirdiniz, hayatını çökerttiniz, umutlarını tükettiniz, onurunu kırdınız. Alın terini yok saydınız, muhtaç duruma düşürdünüz, sabır sınırlarını zorladınız. Yoksulluğu kader yaptınız. Enflasyon canavarı ile nefessiz bırakıp yaşarken öldürdünüz" denildi.
Emekliler Açlık Sınırında mı Yaşıyor?
Açıklamada, emeklilerin aylardır feryat ettiği, ancak yetkililerin bu feryatlara kulaklarını tıkadığı belirtildi. Emeklilerin geçim sıkıntısı çektiği, temel ihtiyaçlarını karşılayamadığı ve insan içine çıkamaz hale geldiği vurgulandı. Bugün emeklilerin çöp başında, pazarın çürüğünde dolaştığı ifade edildi. TÜİK ve ENAG'ın enflasyon rakamlarına göre, açlık sınırının 30 bin lirayı aştığı, yoksulluk sınırının ise 90 bin liraya dayandığı belirtildi. Hükümetin en düşük emekli maaşını 16 bin 881 TL'ye yükselttiği, ancak bu maaşla hangi emeklinin insanca yaşayabileceği sorusu soruldu.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Artık yeter! Gerçekleri gizleyerek milyonlarca emeklinin hayatıyla oynayamazsın. Yoksulluğunu ve sefaletini makyajlı verilerle kapatamazsın. Bu aldatmaca emeklinin alınterini hiçe saymaktır." Emeklilerin sefaletinde asıl kırılma noktasının 2008'de yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasa olduğu, bu yasa ile emekli aylık bağlama oranlarının düşürüldüğü ve emekliliğin maliyet kalemi haline dönüştürüldüğü belirtildi.
Yanlış Ekonomi Politikaları mı Emekliyi Vurdu?
2002 yılında asgari ücretin 1,5 katı olan en düşük emekli aylıklarının bugün açlık sınırının altında olduğu ifade edildi. Ülke ekonomisinin derin bir krizden geçtiği, ancak bu krizin faturasını her defasında emekli, emekçi ve dar gelirlinin ödediği vurgulandı. Krizin sorumlusunun emekliler değil, yanlış ekonomi politikaları olduğu belirtildi. Üretim yerine tüketimi pompalayan, rantı büyüten, faize dayalı ekonomi modelinin çöktüğü ifade edildi.
Ekonomi büyümüyor, yatırım, istihdam, üretim artmıyor. Büyüme rakamları vitrinde kalırken, iflaslar ve işsizlik perde arkasında kalıyor. Bu krizin masa başında değil, pazarda, mutfakta, sokakta yaşandığı belirtildi. Çözüm olarak, krizin bedelini halkın değil, krizi yaratanların ödemesi gerektiği, israf düzenine son verilmesi, KKM’ye değil üreticiye, ranta değil işçiye kaynak aktarılması gerektiği vurgulandı.
Kadıköy'deki bu eylem, emeklilerin yaşadığı geçim sıkıntısının ve ekonomik adaletsizliğin bir yansıması olarak dikkat çekiyor. Emekliler, seslerini duyurmak ve taleplerini iletmek için farklı platformlarda mücadele etmeye devam edeceklerini gösterdi. Bu eylem, yaklaşan yerel seçimler öncesinde emeklilerin siyasi tercihlerini de etkileyebilecek önemli bir faktör olarak değerlendiriliyor.
