Muğla'nın Fethiye ilçesinde yaşanan olay, Türkiye'nin gündemine bomba gibi düştü. Nazlı Zeynep A., geçici velayeti kendisinde olan 7 yaşındaki kızı S.D.A.'yı, eski eşiyle olan görüşmeye sadece 43 dakika geç götürdüğü için 3 gün hapis cezası aldı. Bu kararın ardından anne Nazlı Zeynep A., Fethiye 1'inci Aile Mahkemesi'nin kararına itiraz için harekete geçti.
Olayın Arka Planı
Nazlı Zeynep A. ve B.C.A. çifti, 2021 yılında ayrılmaya karar vererek boşanma davası açtı. Bu süreçte, çiftin çocukları S.D.A.'nın velayeti konusunda çeşitli kararlar alındı. Mahkeme, önce çocuğun geçici velayetini anneye, ardından babaya verdi. En son olarak, 6 Şubat tarihinde Fethiye 1'inci Aile Mahkemesi, S.D.A.'nın geçici velayetini tekrar anneye verirken, babanın kızıyla ayda iki kez sosyal hizmetler ve emniyet görevlileri eşliğinde görüşmesine izin verdi.
43 Dakika Gecikme Nelere Yol Açtı?
İddiaya göre, anne Nazlı Zeynep A., belirlenen görüşme saatine 43 dakika gecikince, baba B.C.A. bu durumu mahkemeye taşıdı. Mahkeme, annenin bu gecikmesini "velayet yükümlülüğünü ihlal" olarak değerlendirerek, 3 gün zorlama hapsi cezası verdi. Bu karar, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı ve tartışmalara neden oldu.
Peki, bu tür davalarda emsal kararlar nelerdir? Velayet davalarında çocuğun üstün yararı gözetilirken, bu kararın çocuğun psikolojisi üzerindeki etkileri neler olacaktır? Hukukçular, bu kararın emsal teşkil etmemesi gerektiği konusunda uyarıyor.
- Velayet davalarında çocuğun üstün yararı esastır.
- Gecikmenin nedenleri dikkate alınmalıdır.
- Hapis cezası, son çare olmalıdır.
Sonuç
Bu olay, velayet davalarında verilen kararların ne kadar hassas ve dikkatli olunması gerektiğini bir kez daha gözler önüne serdi. Annenin hapis cezası alması, hem kendisi hem de çocuğu üzerinde derin travmatik etkilere yol açabilir. Umuyoruz ki, Nazlı Zeynep A.'nın itirazı kabul edilir ve bu haksız karar düzeltilir. Bu tür olayların tekrar yaşanmaması için, hukuk sistemimizin daha adil ve vicdani kararlar alması büyük önem taşıyor.
