
Zeytinlikler Madene Kurban mı? CHP'den Sert Tepki!
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökan Zeybek, zeytinliklerin madenciliğe açılmasına olanak sağlayan kanun teklifine sert tepki gösterdi. TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu'nda kabul edilen teklifin, doğa talanına ve halkın anayasal haklarının ihlaline zemin hazırladığını savundu.
CHP'den Çevre Çalıştayı: Ekolojik Dönüşüm Vurgusu
CHP İstanbul İl Başkanlığı Doğa ve Çevre Komisyonu, "Çoklu krizler çağında, ekolojik dönüşüm" başlıklı bir çalıştay düzenledi. Sarıyer Belediyesi'nin ev sahipliğinde gerçekleşen çalıştaya, konunun uzmanları katılarak şehrin çevre sorunları masaya yatırıldı. Çalıştayda konuşan CHP İstanbul İl Başkan Yardımcısı Havva Gülenç, tutuklu İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun Kanal İstanbul projesine ilişkin yaptığı paylaşımı hatırlattı. İmamoğlu'nun paylaşımında, Sazlıdere Barajı'nın etrafında 24 bin konutun inşaatına başlandığı ve İSKİ'nin uyarılarının dikkate alınmadığı belirtiliyordu.
Gülenç'in okuduğu İmamoğlu'nun mesajında şu ifadelere yer verildi:
"Aziz milletim, sizden istirhamımdır. Lütfen bunları görün ve paylaşın. Yokluğumu fırsat bilip 'Kanal İstanbul' denen rant ve talan projesi uğruna Avrupa Yakası’nın en önemli su kaynaklarından biri olan Sazlıdere Barajı’nın etrafında 24 bin konutun inşaatını başlattılar... Şunu herkes anlasın ki, bizim gözbebeğimiz İstanbulumuz’da feda edilecek bir tek damla su kaynağımız yok."
Zeybek'ten Zeytinlikleri Koruma Çağrısı
Çalıştayda konuşan Gökan Zeybek, doğaya, çevreye ve yaşam alanlarına yönelik saldırıların arttığına dikkat çekti. Zeybek, zeytinliklerin, meraların ve ormanların acımasızca ve hızlı bir şekilde yağmalandığını savundu. Zeybek, "Çalıştay 'krizden stratejiye' mottosuyla gerçekleştirildi. Yaşadığımız sorunları sadece şikayetlerle değil, çözümle, bilimle, kamuculukla ve dayanışmayla yaklaşacağımızın en somut göstergesi" dedi.
Zeybek, konuşmasında Sanayi Komisyonu'nda kabul edilen ve zeytinlik, mera ve orman alanlarının enerji ve madenciliğe açılmasına yönelik düzenlemeler içeren kanun teklifine de değindi. Teklifin, doğa talanına ve halkın anayasal haklarının ihlaline zemin hazırladığını belirten Zeybek, "Bu teklif TBMM'nin gündemine gelmemelidir. ÇED süreçleri dağıtılarak değil, daha kapsayıcı ve halkın katılımı esas olacak biçimde güçlendirilmelidir" çağrısında bulundu.
Kanun Teklifine İlişkin Eleştiriler
Zeybek, kanun teklifinin içeriğine ilişkin şu eleştirileri dile getirdi:
- Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) süreçleri zayıflatılıyor.
- Ormanlar, su havzaları ve tarım alanları madencilik ve enerji projeleri için imara açılıyor.
- Zeytinliklerin kesilmesinin önü açılıyor.
- Yerel halkın mülkiyet hakları "acele kamulaştırma" yöntemiyle gasp ediliyor.
- Bilimsel verilere değil, yatırımcıların takvimine ve isteklerine göre hareket ediliyor.
Zeybek, teklifin 45. maddesiyle zeytinlik alanlarında madencilik yapılabilmesinin ve ağaçların kesilebilmesinin önünün açıldığına vurgu yaparak, "Sadece bu madde bile, bu teklifin doğayla, tarımla, iklimle, bilimle ve halkla ne kadar bağdaşmadığını göstermektedir" dedi.
Türkiye'deki zeytinlikler, sadece ekonomik değerleri ile değil, aynı zamanda ekolojik ve kültürel öneme de sahiptir. Zeytin ağaçları, erozyonu önler, su kaynaklarını korur ve biyoçeşitliliği destekler. Ayrıca, zeytin ve zeytinyağı üretimi, kırsal bölgelerde yaşayan birçok ailenin geçim kaynağını oluşturur. Bu nedenle, zeytinliklerin korunması, sadece çevresel bir zorunluluk değil, aynı zamanda sosyal ve ekonomik bir gerekliliktir.
Zeytin ağaçlarının kesilmesine izin verilmesi, uzun vadede geri dönüşü olmayan zararlara yol açabilir. Zeytin ağaçları, yavaş büyüyen ve uzun ömürlü bitkilerdir. Bir zeytin ağacının yetişkinliğe ulaşması ve verimli hale gelmesi onlarca yıl sürebilir. Bu nedenle, kesilen zeytin ağaçlarının yerine yenilerinin dikilmesi, kayıpların telafi edilmesi için yeterli değildir.
Sonuç
CHP'li Zeybek'in zeytinlikleri madenciliğe açacak kanun teklifine gösterdiği tepki, çevre duyarlılığının ve doğal kaynakların korunması gerektiğinin önemli bir göstergesi. Teklifin TBMM gündemine gelmemesi ve ÇED süreçlerinin güçlendirilmesi, Türkiye'nin doğal güzelliklerinin ve tarım alanlarının korunması açısından hayati önem taşıyor. Aksi takdirde, zeytinliklerin ve diğer doğal alanların madencilik faaliyetlerine kurban edilmesi, uzun vadede telafisi mümkün olmayan sonuçlara yol açabilir.