Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC),3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, Türkiye'deki basın özgürlüğünün durumuna dikkat çekti. Açıklamada, gazetecilerin karşılaştığı zorluklar ve basın üzerindeki baskılar vurgulanarak, Türkiye'nin basın özgürlüğü endeksindeki yeri eleştirildi.
Türkiye'de Basın Özgürlüğü Alarm Veriyor
TGC Yönetim Kurulu'nun yaptığı açıklamada, Türkiye'nin Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü'nün 2025 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde 180 ülke arasında 159. sıraya gerileyerek 'çok vahim' kategorisinde yer aldığı belirtildi. Bu durum, Türkiye'deki basın özgürlüğünün ne denli tehlikede olduğunu gözler önüne seriyor.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Gazetecilerin haklarının ihlal edildiği, haberin serbest dolaşımının, adil yargılanma hakkının ve yurttaşların habere erişiminin engellendiği bir ülkede gazetecilik yapmaya çalışıyoruz."
Bu sözler, Türkiye'de gazetecilik yapmanın ne kadar zorlu bir süreç olduğunu ve basın özgürlüğünün ne kadar kısıtlandığını açıkça ortaya koyuyor.
Gazetecilere Yönelik Baskılar Artıyor
TGC, açıklamasında gazetecilere yönelik yıldırma, şiddet, haksız gözaltı uygulamaları ve tutuklamaların demokratik gerilemeyi hızlandırdığını vurguladı. İktidarın, gazetecileri suçlu, haberi ise suç olarak gördüğü belirtilerek, bu durumun kabul edilemez olduğu ifade edildi.
Açıklamada ayrıca, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) ve Basın İlan Kurumu (BİK) gibi kurumların, yayın durdurma, para cezaları ve resmi ilan kesme cezalarıyla bağımsız medya kuruluşlarını ekonomik olarak cezalandırdığına dikkat çekildi. İktidarın kamu yararına olmayan faaliyetlerini haberleştiren gazetecilerin basın kartlarının İletişim Başkanlığı tarafından verilmediği de belirtildi.
TGC, iktidar temsilcilerini ve tüm siyasetçileri gazetecilik mesleğini ve haberi suç gören, gazeteciyi hedef gösteren anlayıştan vazgeçmeye, haberin serbest dolaşımını sağlamaya çağırdı. Cezaevindeki tüm gazetecilerin serbest bırakılması istendi.
Çözüm Ne Olmalı?
Türkiye'de basın özgürlüğünün yeniden sağlanması için atılması gereken adımlar şunlardır:
- Gazetecilere yönelik baskıların sona erdirilmesi
- Haberin serbest dolaşımının sağlanması
- Bağımsız medya kuruluşlarının desteklenmesi
- Cezaevindeki gazetecilerin serbest bırakılması
- Gazetecilik mesleğinin itibarının korunması
Bu adımların atılması, Türkiye'nin demokratikleşme sürecine önemli katkılar sağlayacaktır.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nde yaptığı bu açıklama, Türkiye'deki basın özgürlüğünün ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlatıyor. Gazetecilerin özgürce görevlerini yapabilmesi, toplumun doğru ve eksiksiz bilgilendirilmesi için hayati öneme sahip. Basın özgürlüğüne sahip çıkmak, demokrasimize sahip çıkmak anlamına geliyor.