Sur Cinayetleri Protestosuna Soruşturma! Erdoğan'a Hakaret İddiası
İzmir Ege Haberleri

Sur Cinayetleri Protestosuna Soruşturma! Erdoğan'a Hakaret İddiası


28 May 20255 dk okuma8 görüntülenmeSon güncelleme: 09 July 2025

İstanbul'da yaşanan ve kamuoyunda "Sur cinayetleri" olarak bilinen elim olay, 4 Ekim 2024 tarihinde İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil'in Semih Çelik tarafından katledilmesiyle sonuçlanmıştı. Bu vahşet, ülke genelinde büyük bir infiale yol açmış ve çeşitli protesto gösterilerine neden olmuştu. Olayın ardından Marmara Üniversitesi Rektörlüğü'nün kadın cinayetlerini protesto eden öğrencilere soruşturma açmasıyla başlayan süreç, şimdi de Cumhurbaşkanına hakaret suçlamasıyla yeni bir boyut kazandı.

Protestoya Soruşturma ve Kınama Cezası

Marmara Üniversitesi Rektörlüğü, Göztepe Yerleşkesi'nde kadın cinayetlerini protesto eden öğrencilere, "izinsiz basın açıklaması yaparak kampüs trafiğini engelledikleri" gerekçesiyle soruşturma başlattı. Soruşturma sonucunda Rektör Mustafa Kurt, öğrencilere kınama cezası verdi. Bu karar, öğrenciler arasında tepkilere yol açarken, ifade özgürlüğü ve protesto hakkı konularında tartışmaları da beraberinde getirdi.

"Cumhurbaşkanına Hakaret" İddianamesi

İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı, beş kadın öğrenci hakkında "Cumhurbaşkanına hakaret" suçundan iddianame hazırladı. İddianamede, Marmara Üniversitesi Göztepe Yerleşkesi önünde düzenlenen protestoda, üzerinde "Karar verildi" yazısı, kırmızı yumruk simgesi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın karikatürünün yer aldığı bir pankartın açıldığı belirtildi. Savcılık, bu pankart nedeniyle öğrencilerin "Cumhurbaşkanına hakaret" suçunu işlediği kanaatine vararak dava açtı.

İddianamede yer alan bilgilere göre, öğrencilerin "Bir kişi daha eksilmeyeceğiz, susmuyoruz, isyanımızın sesini kampüsten sokağa herkes duyacak" sloganıyla düzenlediği protesto sırasında açılan pankart, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın onur, şeref ve saygınlığına zarar verecek nitelikte bulundu. Savcılık, bu nedenle öğrencilerin cezalandırılmasını talep ediyor.

Öğrenciler, yarın İstanbul Anadolu 24. Asliye Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıkacak. Duruşma, kamuoyunun ve basın mensuplarının yoğun ilgisiyle bekleniyor. Öğrencilerin savunmaları ve mahkemenin vereceği karar, hem hukuki hem de siyasi açıdan önemli sonuçlar doğurabilir.

Türkiye'de ifade özgürlüğü ve protesto hakkı, uzun yıllardır tartışma konusu olan hassas bir konu. Anayasa ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan bu haklar, zaman zaman çeşitli sınırlamalarla karşı karşıya kalabiliyor. Bu dava da, ifade özgürlüğü ve protesto hakkının sınırları konusunda yeni bir tartışma zemini oluşturabilir.

Bu olay, Türkiye'deki ifade özgürlüğü ve protesto hakkı konusundaki tartışmaları yeniden alevlendirirken, öğrencilerin geleceği ve hukuki süreçlerin nasıl işleyeceği merakla bekleniyor. Dava sürecinin nasıl ilerleyeceği ve mahkemenin vereceği karar, benzer davalar için emsal teşkil edebilir.