Süper İzin Gıda Gaspı mı? Yeni Maden Yasası Tehlike Saçıyor!
İzmir Ege Haberleri

Süper İzin Gıda Gaspı mı? Yeni Maden Yasası Tehlike Saçıyor!


24 July 20255 dk okuma6 görüntülenmeSon güncelleme: 01 August 2025

Kamuoyunda "süper izin yasası" olarak adlandırılan ve enerji ile maden alanlarındaki düzenlemeleri içeren kanun teklifinin TBMM'de kabul edilmesi, gıda erişimi konusunda endişeleri artırdı. Gıda Mühendisi Uğur Toprak, bu yasanın gıda gaspının önünü açacağını savunuyor.

Mera Alanları Tehlikede mi?

Kanunun 14. maddesi, mera, yaylak ve kışlakların Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanı (YEKA) projelerine açılmasını öngörüyor. Türkiye'nin 14,6 milyon hektarlık mera alanı zaten tehlike altındayken, bu durumun kırsal alanları tahrip ederek gıda güvenliğini daha da zedeleyeceği öngörülüyor. TMMOB Yönetim Kurulu Üyesi Uğur Toprak, hayvancılığın neredeyse dışa bağımlı hale geldiğini ve bu kanunun elde kalan meraların da yok olmasına neden olacağını belirtiyor. Toprak, bu hükümlerde yargı kararlarının, yöre halkının ve yerel yönetimlerin yok sayıldığını, belirli şirketlerin çıkarları doğrultusunda tüm engellerin kaldırılmaya çalışıldığını ifade ediyor.

Köylüler ve Uzmanlar Tepkili

Muğla'nın Akbelen köyünde yaşayan ve bu düzenlemelere karşı dört yıldır direnen köylülerin durumunu hatırlatan Toprak, "Bu yasa, bu ve buna benzer direnişleri yıkma amacı taşıyor. İnsanlar ağaçları taşıyacak ama bu mümkün mü? Ağaç ve toprak uyum sağlayabilecek mi? Bu sebeple hemen verimli ürün alınamayabilir. Sizin bağınızın, bahçenizin hiçbir önemi kalmıyor. Bunu Hatay-Samandağ'da da yaşadık. Hatay yerle bir oldu. Acele kamulaştırmayla yurttaşların ellerinden arazilerini gasp ettiler. Bunun bir diplomanın yok sayılmasıyla farkı yok. Yarın oturduğunuz evi de alabilirler. Bu düzenlemelerle sizin gıda ve beslenme hakkınızı da elinizden alıyorlar" şeklinde konuştu.

Gıda Güvencesi Tehdit Altında mı?

Tarım, mera, zeytinlik alanları ve arsaların sermaye şirketlerine peşkeş çekilemeyeceğini vurgulayan Toprak, "Çünkü bunlar gıda güvenliğinin temeli. Bugün en büyük sıkıntımızdan biri de biyoçeşitliliğinin azalması. İklim değişikliğinin yarattığı kriz ayrı bir sorunken yurttaşın elindeki arazilerinin peşkeş çekilmesi, o yurttaşı da yok saymaktır. Bunu yaptığınızda gıda güvencesi tehditle karşı karşıya kalır. Bu topraklar 130 milyon kişiyi doyurabilecek verimlilikteyken bu verimliliği kullanmıyoruz. Bu kanunla zeytinlikler ve meralar yok ediliyor. Zeytin ise bu ülkenin en büyük mirasıdır. Zeytin yağının üretiminde dünya ikincisiyiz. Bu konuda sadece zeytin ağacı olarak değil, zeytin yağını da düşünmeliyiz" ifadelerini kullandı.

  • Ülke üreten konumdan tüketen ve ithal eden bir konuma geldi.
  • Girdi maliyetleri artıyor.
  • Üretim olmayacak ve bitkisel, tarımsal üretim yok ediliyor.
  • Kıyı şeridindeki ormanlık alanların turizme açılması, tarım arazilerinin yok edilmesine yol açıyor.

Uğur Toprak, bir yurttaşın kendi bağını ekmesine yönelik bir gaspın yaşanmamasının garantisinin olmadığına işaret ederek, "Ben bir bağ aldığımda, domates, salata, patlıcan ekmek istediğimde, yarın oranın elimden alınmama garantisi yok. AKP’nin bize en büyük kötülüğü bu. Herhangi bir hakkınız kalmıyor, gasp ediliyor. Tüm hakların gasp edilmesiyle gıda üretim hakkı da gasp edilmiş oluyor. Örgütlülüğü arttırıp ilgili mercilere ulaşarak yasanın geri dönmesini sağlamak gerek. Bunu da hem bizim hem de muhalefetin yapması lazım. Yoksa gıda güvenliği sıkıntıdayken, bu yasayla da gasp edilmiş olur" dedi.

Sonuç olarak, "süper izin yasası" olarak adlandırılan bu düzenleme, gıda güvenliği konusunda ciddi endişelere yol açmaktadır. Uzmanlar, yasanın mera alanlarını tahrip edeceğini, hayvancılığı olumsuz etkileyeceğini ve vatandaşların gıda erişimini kısıtlayacağını belirtiyor. Yasanın geri çekilmesi için örgütlü bir şekilde mücadele edilmesi gerektiği vurgulanıyor. Aksi takdirde, Türkiye'nin gıda güvenliği daha da büyük bir tehlikeyle karşı karşıya kalabilir.