
Şükriye Aci Uzlaşmayı Seçti! Manevi Zarar Nasıl Ödenecek?
Eyüpsultan'da yaşanan ve Oğuz Murat Aci'nin hayatını kaybettiği трагический kaza davasında şok bir gelişme yaşandı. Acı'nın eşi Şükriye Aci, kazaya karışan Timur Cihantimur ve annesi Eylem Tok hakkındaki şikayetini geri çektiğini açıkladı. Bu beklenmedik karar, kamuoyunda büyük bir merak uyandırdı. Şükriye Aci, yaptığı açıklamalarla bu kararın ardındaki nedenleri ve yaşadığı zorlu süreci detaylı bir şekilde anlattı.
Uzlaşma Kararının Gerekçesi
Şükriye Aci, uzlaşma kararının arkasında yatan temel nedenleri şu sözlerle ifade etti: "Ben uzlaşmaya zaten yakın bakmıyordum. İki ay boyunca konuştuğum tüm avukatlar aslında zaten yatarı çok az olan bir alacağını söylemişti. Biz şikayetimizi geri çeksek de kamu davasının devam edeceğini söylemişlerdi. Ama ben yine de ilk olarak mücadeleme bu şekilde devam etmedim. Bu noktaya gelene kadar, bu süreçte çok şey yaşadım eşimin ailesiyle. Ve artık bunlarla ve eşimin ailesiyle uğraşmak istemediğim için, ceza davası sonrasında alacak olduğum tazminatı alıp, artık 3-4 sene boyunca bunlarla uğraşmak istemiyorum ve tamamen çocuğumun hayatıyla ilgilenmek istiyorum. Onu iyi bir şekilde yetiştirmek için enerjimi harcamak istediğimi düşündüm. Ve böyle bir karar aldık. Kendi adıma süreci kısaltmış oldum."
İddialara Yanıt ve Para Pazarlığı İddiaları
Şükriye Aci, eşinin babası Özer Aci'nin kendisine yönelik iddialarına da cevap verdi. Röportajlara çıkarılmadığını, sürecin eşinin ailesi tarafından yönetildiğini belirten Aci, kendisine atılan iftiraların aslında onların talepleri olduğunu söyledi. "Bana attıkları iftira, 100 milyonlar aslında onların talepleriymiş. Onlar talep ettiği için ben anlaştığımda, benim öyle bir paraya anlaştığımı düşündüler. Neyse ki onlar kadar açgözlü değilim. Öyle bir para pazarlığına hiçbir zaman oturmadım. Sadece avukatlarımın aracılığıyla bir protokol yapıldı, ben karşı karşıya bile gelmedim. Kendi yaptıklarını benim üzerime atmaya çalışıyorlar şu anda" şeklinde konuştu.
Manevi Zarar Nasıl Karşılanacak?
Şükriye Aci, şüphelinin hakim karşısına çıkmasını istediğini vurgulayarak, uzlaşmanın affetmek anlamına gelmediğini belirtti. "Bu onları affettim, hiçbir suçları yok' anlamına gelmiyor. Bu aslında, 'Ben şu anda uzlaştım ve ileriye yönelik, 3-4 sene sonra, herhangi bir maddi-manevi tazminat davası onlara açma hakkımdan feragat ediyorum' demek anlamında. Yani maddi anlamda bir şey, yoksa manevi anlamda nasıl zararım karşılanabilir? Ama bu, hukuki usulde yazılmış bir dilekçe. Bunu farklı bir yere çekmenin de bir anlamı yok. Eşimle çok mutlu bir aileydik biz. Benim eşimi benden alıyorlar, ben çocuğumla tek başıma kalıyorum, onu tek başıma yetiştirmeye çalışıyorum. Hani, bunun nasıl bir karşılığı olabilir?" diyerek yaşadığı acıyı dile getirdi.
Şükriye Aci'nin bu kararı, трагический olayın seyrini değiştirirken, kamuoyunda farklı yorumlara neden oldu. Aci'nin çocuğunun geleceği için aldığı bu karar, aynı zamanda manevi tazminatın nasıl karşılanacağı sorusunu da gündeme getirdi. Bu olay, hukuk sisteminde uzlaşmanın sınırlarını ve mağdurların yaşadığı трагический kayıpların telafisini yeniden tartışmaya açtı.