Sağlık Bakanlığı'nın özel sağlık kuruluşlarında planlı sezaryen doğumları yasaklama kararı, kadın hakları savunucularının ve kamuoyunun tepkisini çekti. "Normal doğumu" teşvik etme gerekçesiyle alınan bu karar, kadınların kendi bedenleri üzerindeki karar verme özgürlüğüne bir müdahale olarak değerlendiriliyor. Kadınlar, doğum şekline doktorlarıyla birlikte karar verme hakkının ellerinden alındığını savunarak, kararın siyasilerin değil, kendilerinin hakkı olduğunu vurguluyor.
Sezaryen Kararına Tepkiler Büyüyor
Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Arzu Sena Topuz, artan sezaryen karşıtı söylemleri "kadınların bedensel haklarına yönelik bir tehdit" olarak nitelendirdi. Topuz, siyasilerin "fıtrata uygun doğum" açıklamaları ve Sağlık Bakanlığı'nın sezaryeni hedef alan görsellerinin bilim dışı ve cinsiyetçi olduğunu belirtti. Sezaryenin, hem anne hem de bebek için hayati bir tıbbi müdahale olabileceğini vurgulayan Topuz, kadınların kendi bedenleri ve hayatları hakkında karar verdikleri için dahi şiddete uğrayabildiğini ifade etti.
Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK) gönüllüsü Avukat Sema Yurtbilir Yavuz da tıbbi gerekçe olmadan sezaryen doğumun sınırlandırılmasının, kadınların sağlık hakkının ihlali olduğunu savundu. Yavuz, Anayasa'ya göre temel hak ve özgürlüklerin yalnızca kanunla sınırlandırılabileceğini hatırlatarak, yönetmelikle yapılan bu düzenlemenin hukuka aykırı olduğunu dile getirdi. Yavuz, bu uygulamaların siyasal iktidarın aile ve nüfus odaklı politikalarının bir parçası olduğunu belirterek, kadın odaklı politikalara ihtiyaç duyulduğunu söyledi.
Normal Doğum Tartışmaları ve Geçmiş Kararlar
Türkiye'de sezaryen doğum tartışmaları, geçmişte de çeşitli platformlarda gündeme gelmişti. 2012 yılında Umumi Hıfzıssıhha Kanunu'na eklenen bir maddeyle sezaryen konusu yasal düzenlemeye konu olmuş, ancak Anayasa Mahkemesi bu düzenlemeyi Anayasa'ya uygun bulmuştu. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın 2020 yılında sezaryenle ilgili yaptığı bir açıklama da kamuoyunda tartışmalara yol açmıştı. Cumhurbaşkanı eşi Emine Erdoğan'ın "Doğal Olan Normal Doğum" temalı bir toplantıda yaptığı konuşma ve Sağlık Bakanlığı'nın sosyal medya paylaşımları da tartışmaları alevlendirmişti. Süper Lig takımlarının sahaya "Doğal olan normal doğum" pankartlarıyla çıkması ise tepkilerin daha da artmasına neden olmuştu.
Sağlık Bakanlığı'nın bu kararı, kadınların kendi bedenleri üzerindeki karar verme hakkı, sağlık hizmetlerine erişim ve tıbbi gereklilikler gibi bir dizi önemli konuyu gündeme getiriyor. Kadın hakları savunucuları, bu kararın kadınların sağlık hakkını ihlal ettiğini ve devletin asıl önceliğinin doğumda sağlık hizmetlerine erişimi sağlamak olması gerektiğini vurguluyor. Tartışmaların odağında ise kadınların doğum şekline doktorlarıyla birlikte özgürce karar verebilmesi gerektiği fikri yer alıyor.