
Şakran Cezaevi'nde Hak İhlali İddiaları! İşte Detaylar
İzmir'de hukukçular ve insan hakları savunucuları, Aliağa Şakran Kapalı Cezaevi'ndeki 'hak ihlali' iddialarına ilişkin önemli bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Aliağa Kapalı Ceza İnfaz Kurumu önünde yapılan açıklamaya, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD),Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İzmir Şubesi, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) İzmir Temsilciliği, İnsan Hakları Derneği (İHD),Ege Tutuklu ve Hükümlü Ailelerle Yardımlaşma Derneği (TUHAY-DER) temsilcileri ve tutuklu yakınları katıldı. Bu durum, cezaevlerindeki koşulların ne kadar kritik bir noktada olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
Cezaevinde Neler Oluyor? İddialar Neler?
Açıklama öncesinde İHD ve ÖHD avukatları, kadın tutukluları ziyaret ederek ilk ağızdan bilgi aldı. Tutuklu yakınları ve STK'lar adına konuşan TUHAY-DER Eş Başkanı Ayfer Yıldırım, durumun vahametini şu sözlerle ifade etti: "Söz konusu ihlaller artarak devam etmekte." Yıldırım, Türkiye hapishanelerinde tecrit uygulamaları, işkence ve kötü muamele, sürgün edilme, keyfi disiplin cezaları gibi birçok hak ihlalinin yaşandığını belirtti. Aliağa Şakran Kampüs Hapishanesi'nde ise bu ihlallerin son haftalarda daha da arttığı, mahpusların en temel haklarının dahi engellendiği iddia edildi.
Yıldırım, tutukluların maruz kaldığı hak ihlallerini şu şekilde sıraladı:
- Kadın mahpusların açık görüşte ziyaretçilerine sarılmalarının yasaklanması ve sarılanlara disiplin cezası verilmesi.
- Açık görüş sırasında zılgıt çekenler hakkında tutanak tutulup disiplin cezası verilmesi.
- Koşullu salıverilmelerin keyfi ve hukuka aykırı gerekçelerle ertelenmesi.
- Koğuş değişimlerinin yapılmaması.
- Sıcak suyun düzenli olarak verilmemesi.
- Atölye ve kurslardan yararlandırılmamaları.
- Revire ihtiyaç halinde götürülmemeleri, hastane sevklerinin yapılmaması ve sevklerde çift kelepçe dayatılması.
- Takı takmanın, şort, askılı, düz etek ve kapüşonlu kıyafetler giymenin yasaklanması.
- El örgüsü eşyaların verilmemesi.
- Saç kesimlerinin ense açık olmayacak şekilde dayatılması.
- Defter ve eşyalara el konulması, mektupların içeriğine müdahale edilmesi ve verilmemesi.
- Dilekçelerin ilgili kuruma gönderilmemesi, görüntülü telefon görüşmesinden yararlandırılmamaları.
- Temizlik malzemelerinin düzenli verilmemesi, verilenlerin ise kalitesiz ve az olması.
- Kitap sınırlaması, kışın ısıtmanın yetersiz olması, kantin fiyatlarının fahiş olması, yemeklerin sağlıksız ve yetersiz olması.
- Hapishane idaresinin keyfi gerekçelerle disiplin cezası vermesi.
- Hapishane personelinin aşağılayıcı ve onur kırıcı davranışları.
Çağrı: İlgili Kurumlar Göreve!
Yıldırım, ilgili kurumlara çağrıda bulunarak, "Müdürle ayakta görüşme dayatması, açık görüşlerde ailelere tespih sallayan, hakaret eden infaz koruma memurlarının olduğu mahpuslar tarafından dile getirilmiştir. Bu durum baskı ortamının meşrulaştırıldığını ve psikolojik şiddet uygulandığını göndermektedir" dedi. Kadın hapishanelerinde özellikle son dönemde idarenin keyfi uygulamaları sebebiyle mahpusların aile ve özel hayatına saygı hakkı ile ifade özgürlüğünün ihlal edildiğini vurguladı.
Yıldırım ayrıca, "Türkiye'de barış çözüm yollarının önünü açmak, toplumun tüm kesimlerinin eşit yurttaşlık temelinde bir arada yaşamasını sağlamak ve hukukun üstünlüğünü yeniden inşa etmek için hapishaneler başta olmak üzere tüm kamu kurumlarında insan haklarına saygılı bir reform süreci başlatılmalıdır" şeklinde konuştu. Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu ve ilgili tüm kurum ve kuruluşları göreve çağırdı.
Cezaevlerindeki İnsan Hakları İhlalleri Ne Anlama Geliyor?
Cezaevlerindeki insan hakları ihlalleri, sadece mahkumların değil, tüm toplumun vicdanını yaralayan bir sorundur. Bu ihlaller, hukukun üstünlüğü ilkesine aykırı olduğu gibi, insan onuruna da büyük bir saygısızlıktır. Şakran Cezaevi'nde yaşanan bu iddialar, Türkiye'deki cezaevi sisteminin daha şeffaf ve denetlenebilir olması gerektiğini bir kez daha ortaya koyuyor. İlgili kurumların bu iddiaları titizlikle araştırması ve sorumluların cezalandırılması, adaletin sağlanması açısından büyük önem taşıyor.