
RTÜK'ten Şok Uyarı! Gündüz Kuşağı Kadınları Sömürüyor Mu?
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK),Cumhuriyet Kadınları Derneği (CKD) ile birlikte düzenlediği çalıştayda, kadına yönelik şiddetin televizyon ekranlarında nasıl normalleştirildiğine dikkat çekti. Özellikle gündüz kuşağı programlarına odaklanan RTÜK, bu programların kadınların yaşadığı mağduriyetleri reyting malzemesi olarak kullanmaması gerektiğinin altını çizdi. Peki, RTÜK'ün bu uyarısının ardında yatan sebepler neler?
Gündüz Kuşağı Programları ve Kadın Mağduriyeti
RTÜK'ten yapılan açıklamaya göre, "Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede Medyanın Sorumluluğu Çalıştayı"nın sonuç raporu yayınlandı. Bu raporda, televizyon ve dijital platformlara toplumsal sorumluluk çağrısı yapıldı. Özellikle gündüz kuşağı programlarında kadınların yaşadığı mağduriyetlerin reyting uğruna istismar edilmemesi gerektiği vurgulandı. Medya kuruluşlarının yayın politikalarının değerlendirilmesiyle elde edilen bulgulara göre, reyting ve ticari kaygılar genellikle kamu yararının önüne geçiyor. Bu durum, özellikle gündüz kuşağı programlarında şiddetin sıradanlaşmasına ve kadın mağduriyetinin reyting uğruna kullanılmasına neden oluyor.
Raporda, gündüz kuşağı programlarına yönelik eleştiriler dikkat çekiyor. Kadına yönelik şiddetin sabah programlarından akşam dizilerine kadar gün boyunca ekrana taşınması, "kırık cam teorisi" etkisi yaratarak şiddetin toplumda yeniden üretilmesine zemin hazırladığı belirtiliyor. Bu tür yapımların, çözüm üretmek yerine kışkırtıcı bir dille sunulduğu ve kamu kurumlarına olan güveni sarstığı ifade ediliyor.
Medyanın Rolü ve Toplumsal Etkileri
Raporda, kadın bedeninin ve mağduriyetinin medya tarafından reyting uğruna metalaştırıldığına dikkat çekiliyor. "Gerçekleri gösteriyoruz" iddiasıyla sunulan yapımların, kadına yönelik şiddeti normalleştirdiği ve toplumda kanıksanmasına neden olduğu belirtiliyor. Kadınların yalnızca "kurban" ya da "suçlu" rollerinde ekrana yansıması, "güçlü", "üretken" ve "topluma katkı sunan" kadın profillerinin ise arka planda kalması eleştiriliyor.
Bu durumun önüne geçmek için RTÜK ve CKD, medya kuruluşlarına yönelik bir dizi öneri sunuyor. Bu öneriler arasında, yayın politikalarının toplumsal sorumluluk bilinciyle yeniden düzenlenmesi, kadına yönelik şiddetin farklı boyutlarının ele alınması ve çözüm odaklı yayınların yapılması yer alıyor. Ayrıca, kadınların güçlü ve ilham verici hikayelerinin daha fazla ekrana taşınması da öneriliyor.
Sonuç: Medya Sorumluluğunu Yerine Getirmeli
RTÜK'ün bu uyarısı, medyanın kadına yönelik şiddet konusundaki sorumluluğunu bir kez daha hatırlatıyor. Gündüz kuşağı programlarının reyting kaygısıyla kadın mağduriyetini istismar etmesi, toplumda şiddetin normalleşmesine ve kadınların olumsuz bir şekilde temsil edilmesine yol açıyor. Medya kuruluşlarının bu konuda daha duyarlı olması ve toplumsal sorumluluklarını yerine getirmesi gerekiyor. Aksi takdirde, kadına yönelik şiddetle mücadeledeki başarı şansı azalacak ve toplumda derin yaralar açılmaya devam edecektir. Unutulmamalıdır ki, medya sadece bir eğlence aracı değil, aynı zamanda toplumu şekillendiren önemli bir güçtür.