
Obeziteyle Savaş Başlıyor! Sağlık Çalışanları Alarmda mı?
Sağlık Bakanlığı'nın başlattığı obeziteyle mücadele projesi, sağlık çalışanları ve uzmanlar arasında tartışmalara yol açtı. Proje kapsamında, meydanlarda ve kamusal alanlarda vatandaşların boy, kilo ve Vücut Kitle İndeksi (VKİ) ölçümleri yapılacak. Fazla kilolu kişilerin ise Sağlık Hayat Merkezleri ve Aile Sağlığı Merkezlerine yönlendirilerek diyetisyenler ve beslenme danışmanlarıyla takibi hedefleniyor. Peki, bu proje ne kadar gerçekçi ve sağlık çalışanları bu yoğunluğun altından kalkabilecek mi?
Obezite Gerçeği ve Riskleri
Türkiye'de ve dünyada obezite sıklığı giderek artıyor. Türk Tabipleri Birliği (TTB) Konsey Üyesi ve Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Ali Osman Karababa, obezitenin kalp-damar hastalıkları, inme, diyabet, kanser, sırt ve eklem ağrıları, depresyon gibi birçok sağlık sorununa yol açabileceğine dikkat çekiyor. Prof. Dr. Karababa, obezitenin temel nedenleri arasında günlük yaşamda alınan fazla kalori, hazır gıdalarla beslenme, hareketsizlik, dengesiz beslenme, hormonal bozukluklar ve genetik yapının yer aldığını belirtiyor.
Sağlık hizmetlerinde asıl amacın toplumun sağlıklı kalma halinin korunması ve sürdürülmesi olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Karababa, "Bu durumun gerçekleşemediği hallerde de erken tanı ve tedavinin yapılması gerekir. Bu amaca uygun çalışmaların yapılacağı birinci basamak aile sağlığı merkezleri. Kimi zaman kampanyalarla da bu soruna dikkat çekmek ve çözümü için toplumda duyarlılık yaratmak söz konusu olabilir." diyor.
Projenin Uygulanabilirliği Tartışmalı
Sağlık Bakanlığı'nın yeni projesiyle ilgili endişelerini dile getiren Prof. Dr. Karababa, "Kuşkusuz her uygulamada olduğu gibi bunda da sağlık çalışanlarının bir bölümü gündelik çalışmalarının dışında bu iş için görevlendirilecek ve bir karmaşa oluşacak. Saptanan fazla kilolu veya obez kişilerin Sağlıklı Hayat Merkezlerine ve ASM’lere yönlendirileceği belirtiliyor. Sağlıklı Hayat Merkezi sayısı 200 civarında. Bu da işin daha da karışacağının bir göstergesi. ASM’lerin zaten işi başından aşkın, her gün çok sayıda başvuruya yanıt vermeye çalışıyorlar. Şu nedenlerle projenin sıkıntılara neden olacağını söylemek pek de yanlış bir yaklaşım olmaz" ifadelerini kullanıyor.
Prof. Dr. Karababa, ayrıca toplumun büyük bir kesiminin ekonomik sıkıntılar içinde olduğu için besin tüketiminde karbonhidrata ağırlık verdiğini ve uzmanların sağlıklı beslenme önerilerini hayata geçirme şanslarının olmadığını vurguluyor.
Öncelik Koruyucu Sağlık Hizmetleri mi?
Birlik Sağık Sen Genel Başkanı Ahmet Doğruyol ise, bakanlığın önceliğinin koruyucu sağlık hizmeti sunmak olması gerektiğini savunuyor. Türkiye’de gıda denetiminin yetersiz olduğunu ve birçok vatandaşın sağlıklı beslenmesinin mümkün olmadığını belirten Doğruyol, "Yurttaşımızın yüzde 50’si açlık sınırı altındayken yüzde 50’si asgari ücretle geçiniyor. Buradaki vücut kitle indeksinin yapılmasındaki amacı da anlamış değilim. Bunu yapacak personeller sağlık bakanlığına bağlı personeller ise 10 milyon yurttaşa ulaşılması da hedefleniyorsa bu sayıya baktığımızda sağlık bakanlığı eksik personelle bu işi yürütmeye çalışıyor. Bazı hastanelerimiz yüzde 70 doluluk oranıyla çalışıyor. 1 hemşire, 3 hemşirenin iş yükünü kapatıyor. Elbette bazı girişimler yapılabilir, yurttaş sağlık beslenmeye, yürüyüşe ve sportif aktivitelere yönlendirilebilir ama öncelik bu değil" şeklinde konuşuyor.
Türkiye'deki obezite oranları da oldukça yüksek. Sağlık Bakanlığı’nın 2017’de yayınladığı rapora göre, Türkiye’de obezite sıklığı 15 ve üzeri yaş grubunda yüzde 31,5 oranında. Dünya Obezite Atlası verilerine göre ise, Türkiye’de yüksek vücut kitle indeksi olan kişi oranı yüzde 71, obezite oranı ise yüzde 36. Bu oran Ege Bölgesi’nde yüzde 33,1.
Sağlık Bakanlığı'nın obeziteyle mücadele projesi önemli bir adım olsa da, projenin uygulanabilirliği, sağlık çalışanlarının üzerindeki yük ve toplumun sosyo-ekonomik durumu gibi faktörler göz önünde bulundurulmalı. Uzmanlar, önceliğin koruyucu sağlık hizmetlerine verilmesi ve toplumun sağlıklı beslenme konusunda bilinçlendirilmesi gerektiğini vurguluyor. Aksi takdirde, projenin beklenen başarıyı yakalaması zor görünüyor.