CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç, 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü vesilesiyle Türkiye'deki medya ortamına yönelik sert eleştirilerde bulundu. Kılıç, ulusal medyanın büyük bir bölümünün iktidarın kontrolünde olduğunu ve eleştirel gazetecilerin susturulmaya çalışıldığını savundu. Sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, "Gerçekleri susturamazsınız!" ifadelerini kullandı.
Türkiye'de Basın Özgürlüğü Alarm Veriyor
Sevda Erdan Kılıç, Türkiye'deki basın özgürlüğünün giderek azaldığına dikkat çekerek, gazetecilerin karşılaştığı zorlukları şu şekilde sıraladı:
- Fiziksel saldırılar ve sosyal medya linçleri: Gazeteciler, haberlerinden dolayı hedef gösterilerek şiddete maruz kalabiliyor.
- Siyasi güdümlü yargılamalar: Eleştirel haber yapan gazeteciler, siyasi baskılarla yargılanarak susturulmaya çalışılıyor.
- Ekonomik baskılar ve reklam ambargoları: Bağımsız medya kuruluşları, reklam gelirlerinden mahrum bırakılarak ekonomik olarak zayıflatılmaya çalışılıyor.
- Sansür ve erişim engellemeleri: İnternet haber siteleri ve sosyal medya içerikleri, keyfi kararlarla erişime engelleniyor.
"Ulusal Medyanın %90'ı İktidarın Kontrolünde"
Kılıç, ulusal medyanın büyük bir bölümünün doğrudan ya da dolaylı olarak iktidarın kontrolünde olduğunu belirterek, bu durumun kamuoyunun doğru ve tarafsız bilgilendirilmesini engellediğini vurguladı. Kılıç, "Ulusal medyanın %90'ı doğrudan ya da dolaylı olarak iktidarın kontrolünde. Eleştiren gazeteciler, siyasi güdümlü yargılamalarla susturulmaya çalışılıyor" dedi.
Gazetecilik Suç Değil, Kamu Görevidir
Sevda Erdan Kılıç, açıklamasının sonunda gazeteciliğin bir suç olmadığını, aksine bir kamu görevi olduğunu vurguladı. Kılıç, "Gazetecilik suç değil, kamu görevidir" diyerek, basın özgürlüğünün korunması ve gazetecilerin özgürce görevlerini yapabilmesi için mücadele etmeye devam edeceklerini belirtti.
Türkiye'de basın özgürlüğünün durumu, uluslararası kuruluşlar tarafından da yakından takip ediliyor. Birçok rapor, Türkiye'de basın özgürlüğünün ciddi şekilde gerilediğini ve gazetecilerin baskı altında olduğunu ortaya koyuyor. Bu durum, Türkiye'nin demokratikleşme sürecini olumsuz etkiliyor ve kamuoyunun doğru bilgilendirilmesini engelliyor. Basın özgürlüğünün sağlanması, demokrasinin sağlıklı bir şekilde işlemesi için hayati önem taşıyor.