
İzmir'in Sırrı Ne? Neden "Gâvur İzmir" Dediler?
İzmir, tarih boyunca Ege ve Akdeniz'in buluşma noktası olmuş, farklı kültürlere ev sahipliği yapmış eşsiz bir şehir. Ancak bazı kesimler tarafından "Gâvur İzmir" olarak anılması, bu güzel şehrin ve İzmirlilerin hak etmediği bir yakıştırma. Peki, bu sıfatın ardında yatan nedenler neler? İzmir gerçekten de bu tanımlamayı hak ediyor mu? İşte tüm detaylar...
İzmir'in İşgal Günleri ve Kurtuluş Mücadelesi
İzmir, Kurtuluş Savaşı'nda işgal gören illerimizden biri olmasına rağmen, bu acı tecrübe bazı çevrelerce görmezden gelinerek "Gâvur İzmir" ifadesi kullanılmaktadır. Oysa ki, İzmir ve İzmirliler, tıpkı ülkenin dört bir yanındaki vatandaşlarımız gibi, Atatürk'ün önderliğinde düşmana karşı kahramanca mücadele vermiştir. "Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh da tüm vatandır" ilkesini benimseyen Türk halkı, vatanı için canını siper etmiştir. Elbette, her dönemde olduğu gibi, o dönemde de düşmanla işbirliği yapanlar, maddi çıkar peşinde koşanlar olmuştur. Ancak bu durum, İzmir'in ve İzmirlilerin vatanseverliğini gölgeleyemez.
İzmir: Batıya Açılan Pencere
İzmir, Anadolu'nun batısında, eşsiz havası, verimli toprakları ve önemli limanlarıyla yüzyıllardır Ege ve Akdeniz'de farklı kültürleri bir araya getiren bir merkez olmuştur. Türkiye için batıya açılan bir pencere olan İzmir, batılılar için de sıcakkanlılığı ve anlayışıyla bilinen insanların yurdudur. Akdeniz'in sıcak iklimi, İzmirlilerin genlerine işlemiş, bu da onların düşüncelerini ve beklentilerini açıkça ifade etmelerini sağlamıştır. Kemeraltı'nda, Kadifekale'de, Alsancak'ta, Kültürpark'ta İzmirliler her zaman sıcak sohbetlere dalmışlardır. Siyasi görüşleri veya inançları ne kadar farklı olursa olsun, insani değerler her zaman ön planda tutulmuştur.
İzmir'in Özgürlük ve Demokrasi Aşkı
Siyasiler, iktidar hırslarıyla İzmir'i kontrol altına almak isteseler de, başarılı olamamışlardır. İzmir, zaman zaman yerel seçimlerde farklı partileri desteklese de, Türkiye için demokrasi ışığı saçmaya devam etmiştir. Bazı başbakanların İzmir'i cezalandırma politikaları da bu durumu değiştirememiştir. İzmir'e göçle gelenler, kendi kültürlerini dayatmak yerine, Ege kültürünü benimsemişlerdir. Öyle ki, başka şehirlerde el ele tutuşmaktan çekinen gençler, İzmir'de özgürce dolaşabilmektedirler. "İzmir'in dağlarında çiçekler açar" dizesiyle başlayan İzmir Marşı, sadece İzmirlilere değil, tüm Türkiye'ye coşku vermektedir. Ülkenin her yerinde, her eylemde, her spor karşılaşmasında İzmir Marşı gençlere enerji vermektedir.
İzmir, farklılıkların barış içinde bir arada yaşadığı bir şehirdir. İzmir'de kimse kimseye nereli olduğunu, hangi partiye oy verdiğini veya neye inandığını sormaz. Bir arada yaşamanın keyfini çıkarır. Çünkü siyasi tercihler kişiseldir ve zamanla değişebilir. Dini inanç ise insanın kendi içindedir. Aynı inancı taşımayan birini zorlamak, İzmirlinin karakterine aykırıdır. Siyaseti bir yana bırakırsak, Tunç Soyer döneminde Tarkan, Cemil Tugay zamanında da Duman konserleri Gündoğdu Meydanı'nı milyonlarla doldurmuştur. Genç yaşlı demeden milyonları bir araya getiren ana tema ise demokrasi ve özgürlüktür.
İzmir'in özgürlük ve bağımsızlık aşkı, "özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir" diyen Atamızın İzmir'e hediyesidir. Yabancılardan çıkar umanlar, dışarıya değil özümüze bakmalıdır. İzmir, Türkiye'nin aydınlık yüzü olmaya devam edecektir.