İzmir'den Köylü Tiyatrosu: Tarlayı Bırak Sahneye Koş!

İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin hayata geçirdiği Köy Tiyatroları projesi, kırsal bölgelerde yaşayan vatandaşların hayatlarına dokunarak büyük bir değişim yaratıyor. Tarladaki işlerini bırakıp sahneye koşan köylüler, sanatın dönüştürücü gücünü en somut şekilde deneyimliyor. Proje, hem izleyicilere hem de oyunculara farklı bir bakış açısı sunarak Türkiye'de bir ilki gerçekleştiriyor.

Köy Tiyatroları ile Hayatlar Yeniden Şekilleniyor

İzmir Büyükşehir Belediyesi Köy Tiyatroları birimi, özellikle orta yaş üstü kadınlardan oluşan tiyatro ekipleriyle dikkat çekiyor. Aldıkları oyunculuk eğitimleri sayesinde özgüvenleri artan kadınlar, toplumsal rolleri kırarak yeni bir kimlik kazanıyor. Daha önce kahvehanelerin önünden geçmeye çekinen kadınlar, şimdi aynı mekanlarda tiyatro yaparak büyük bir değişim yaşıyor. Hayvancılıkla uğraşan ve turnelere katılan köylüler, sanatın hayatlarındaki olumlu etkilerini her fırsatta dile getiriyor.

Sahne Sadece Bir Performans Alanı Değil, İyileşme Mekanı

Köy Tiyatroları sahnesi, sadece bir performans alanı olmanın ötesinde, bir iyileşme mekanı haline geliyor. 90 yaşında sahnede gençleştiğini söyleyenler, kanseri tiyatro sayesinde atlattığını anlatanlar, sanatın iyileştirici gücüne canlı birer örnek teşkil ediyor. İzmir'in 10 farklı bölgesinde kurulan Köy Tiyatroları, bugüne kadar 200'e yakın gösteri yaparak 24 bin seyirciye ulaşmayı başardı.

Ulamış Köy Tiyatrosu oyuncusu 76 yaşındaki Ayşe Duruk, tiyatroya başlama hikayesini şu sözlerle anlatıyor: “Bir gün köyde tiyatro eğitimlerinin başladığını söylediler. Görmeye gittim ama kaydolmak istemedim, ‘Ben yapamam’ dedim ama hocamız bana rol vermiş. Sonra tiyatroyu çok sevdim. Elimde bastonumla tiyatro sahnesindeyim. Eskiden kahvenin önünden geçmeye çekinirdik. Tiyatroyla tanışınca kahvede oyun oynar olduk. Kendimize güvenimiz geldi.”

Ulamış köyünde pazarcılık ve hayvancılık yapan 49 yaşındaki Aslı Esenli ise çocukluk hayalini gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşıyor: “İlk sahneye çıktığım an benim için gurur vericiydi. Köyümüzün yaşlıları da oynamaya heveslendi. Önceden kahvenin önünden geçmeye çekinirlerdi ama sonra herkes zincirleri kırdı. 84 yaşındaki halamı bile tiyatroda oynattık. Ben provalardan bir gün önce hayvanlarımın yemlerini hazırlıyorum. Sabah erkenden onları besleyip provalara koşarak gidiyorum. Eve döndüğümde sütleri süzüyorum, kaynatıyorum, peynir yapıyorum. Haftada bir gün de pazara çıkıyorum. Günüm yoğun geçiyor ama tiyatroda çok mutlu oluyorum. Oyunlar oynayıp ödüller alacağımızı hiç hayal etmemiştim. Hedefimiz festivallere katılıp ödüller almak, Avrupa’ya açılmak.”

Kanseri Tiyatro ile Yenenler

Ürkmez Kadın Tiyatrosu oyuncusu 60 yaşındaki Gülay Erdoğan, 8 yıldır sahne tozu yutuyor. 2021 yılında kansere yakalandığını ve hastalığı atlatmasında tiyatronun büyük etkisi olduğunu belirtiyor: “Yoğun bakım sürecinde 3 ay tiyatrodan ayrı kaldım. Dördüncü ay tiyatroya yine geldim. Hastanede doktor beni iyileştirdi, başka bir doktor olan Başkanımız Dr. Cemil Tugay da beni bu tiyatro ile bir kez daha iyileştirdi. Tiyatroda olmaktan çok mutluyum. Ben ciddi bir hastalık geçirdim ama hiç ‘ben hastayım’ demedim. Dün ilacımı aldım, ardından Ödemiş’e gidip oyunumu oynadım. Bu sabah yine sahnedeyim.”

Ürkmez Kadın Tiyatrosu’nun tek erkek oyuncusu 81 yaşındaki Tezcan Alkurt da benzer bir deneyim yaşamış. Çocukluğundan beri tiyatroya ilgi duyan Alkurt, kanseri atlatmasında tiyatronun önemli bir rol oynadığını ifade ediyor. “2016’da cilt kanserine yakalandım ve pandemi döneminde hastalığım 3. evreye geçmişti. Hastanede tedavi görüyordum ama bu tiyatro da benim için farklı bir tedavi oldu. Çünkü sahnede hastalığımı unutuyordum. Bunun için Başkanımız Dr. Cemil Tugay’a da yürekten teşekkür ediyorum. Bizimle çok ilgileniyor ve destek veriyor” diyor.

Köy Tiyatroları Büyümeye Devam Ediyor

İlk başta üç-dört köyle başlayan bu anlamlı hikaye, bugün 10 köy ve 200 katılımcıyla devam ediyor. İzmir ve farklı illerde 200'e yakın gösteri yaparak 24 bin seyirciye ulaşan Köy Tiyatroları, sanatın kırsal bölgelerdeki insanlara ulaşması ve hayatlarını değiştirmesi açısından büyük bir önem taşıyor. Bu proje, sadece bir tiyatro etkinliği olmanın ötesinde, toplumsal bir dönüşümün ve iyileşmenin sembolü haline geliyor.

İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin Köy Tiyatroları projesi, sanatın sınırları aşan ve hayatlara dokunan gücünü bir kez daha kanıtlıyor. Tarladaki işlerini bırakıp sahneye koşan köylüler, hem kendileri için yeni bir dünya keşfediyor hem de izleyicilere ilham veriyor. Bu proje, Türkiye'nin dört bir yanına yayılması gereken örnek bir model olarak öne çıkıyor.