İzmir'den Çevre Günü Mesajı: Yaşam ve Demokrasi Mücadelesi!
İzmir Ege Haberleri

İzmir'den Çevre Günü Mesajı: Yaşam ve Demokrasi Mücadelesi!


03 June 20255 dk okuma4 görüntülenmeSon güncelleme: 10 July 2025

İzmir'de TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu, İzmir Tabip Odası, Konak Belediyesi ve çeşitli çevre örgütleri, Dünya Çevre Günü'nde ortak bir basın açıklaması yaparak çevre mücadelesinin yaşam ve demokrasi mücadelesi olduğunu vurguladı. Ege Kent Konseyleri Birliği ve Konak Kent Konseyi Başkanı Hamit Mumcu, doğa talanına karşı mücadelelerini sürdüreceklerini belirterek, "Çevre mücadelesi aynı zamanda yaşam, sağlık, hak, emek ve demokrasi mücadelesidir. Bilim ve planlama ışığında kamu yararı için var olmaya devam edeceğiz" dedi.

Türkiye'nin Atık İthalatı Alarm Veriyor

Hamit Mumcu, Türkiye'nin atık ithalatındaki artışa dikkat çekerek, "Sanayileşme, kentleşme ve nüfus artışı nedeniyle, sağlık sorunları ile birlikte çevre sorunları da geçmişten günümüze artarak devam ediyor. Kapitalist düzenin kar hırsına dayanan, tüketimi sürekli kışkırtan yönetim anlayışı doğal varlıklarımızı hızla ortadan kaldırarak doğayı, sağlığı ve yaşamı tehdit ediyor" dedi. Mumcu, Avrupa Birliği verilerine göre Türkiye'nin 2022 yılında 12,4 milyon ton atık ile AB'den en çok atık ithal eden ülke olduğunu vurguladı. Greenpeace Türkiye'nin verilerine göre ise, AB ülkeleri ve İngiltere'den Türkiye'ye 2023 yılında gönderilen sadece plastik atık miktarı 456 bin 507 tona ulaştı.

Doğa Talanı ve "Çılgın Projeler"

Mumcu, ülke genelinde çevrenin talan edildiğini belirterek, "Bugün suyumuz, toprağımız, havamız kirlenmiş durumda. Kentlerimizde hava kirliliği boyutları giderek artıyor. Yeşil alanlarımız yok denecek kadar azaldı. Var olanlar da çarpık kentleşmenin ve sermayenin saldırısı altında" dedi. Tarım alanlarının, meraların yapılaşma, sanayi, enerji yatırımlarıyla amaç dışı kullanıldığına dikkat çeken Mumcu, ormanların, tarım alanlarının, meraların, doğal karakteri korunması gereken alanların mevzuatlar eli ile madencilik, sanayi, enerji, turizm, konutlaşma gibi faaliyetlere açılarak kaybedildiğini ifade etti. Özellikle son yıllarda "çılgın projeler" ile ülkenin her yerinde doğanın ve yaşamın talan edildiğini söyledi.

Mücadele Devam Edecek

Aliağa, Geziemir, Bergama, İnciraltı ve Çeşme’de çevreye ve insan sağlığına zarar veren projelere karşı mücadeleye devam ettiklerini belirten Mumcu, kıyı alanlarının, sulak alanların ranta peşkeş çekilmesine, suyu kirletenlere, canlı yaşamını hiçe sayanlara karşı direnişin sürdüğünü vurguladı. Büyük Menderes ve Gediz havzalarında vahşi bir şekilde işletilen ve bu havzaları kirlettiği bilirkişi raporlarıyla kesinleşen jeotermal sondaj ve santrallere karşı, imar rantına ve yüksek beton yapılaşmaya dayanan, yeşil alanları yok eden sağlıksız kentleşmeye karşı direniş ve dayanışmanın devam ettiğini söyledi. Mumcu, doğal ait alanları, ormanları, tarım alanlarını, meraları yağmalayan politikalara karşı, geleceği tehdit eden nükleer santral macerasına karşı direnişin ve dayanışmanın süreceğini belirtti.

İzmir'deki çevre örgütlerinin bu açıklaması, Türkiye'deki çevre mücadelesinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Çevre sorunlarına karşı duyarlılık göstermek ve bu sorunların çözümü için mücadele etmek, gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak adına büyük önem taşıyor. İzmir halkının bu mücadeleye verdiği destek, umut verici bir tablo çiziyor.