
İzmir'de Şok! Köklü Okullar Tarikatlara mı Teslim?
İzmir'de eğitim camiası, Eğitim-Sen İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Hamdi Çalık'ın açıklamalarıyla sarsıldı. Çalık, 2024-2025 eğitim öğretim yılının ardından İzmir'in eğitim karnesini değerlendirerek, köklü okulların "proje okul" uygulamasıyla tarikatların himayesine bırakıldığını iddia etti. Bu durum, 100'den fazla öğretmenin geleceği hakkında belirsizlik yaratırken, veliler ve öğrenciler arasında büyük endişe uyandırdı.
İzmir Eğitiminde Liyakatsizlik ve Kalabalık Sınıflar Sorunu
Çalık, İzmir'deki eğitim sisteminin genel sorunlarına da dikkat çekti. Liyakatsiz yönetici atamalarının devlet okullarında keyfiliği artırdığını ve eğitim kalitesini düşürdüğünü belirtti. Bu durumun, ekonomik durumu iyi olan velileri özel okullara yönelttiğini, maddi imkansızlıklarla mücadele eden ailelerin ise çaresiz kaldığını vurguladı. Ayrıca, İzmir'deki deprem sonrası boşaltılan okulların hala yapılmamış olması nedeniyle, birçok okulun aynı binada eğitim görmek zorunda kaldığını ve kalabalık sınıf sorununun devam ettiğini ifade etti.
Çalık, şu sözleri kaydetti: “Bu da velilerin daha çok özel okullara yönelmesine yol açıyor. Ekonomik durumu iyi olan veliler özel okulları tercih ediyor ama maddi imkansızlıkla savaşan aileler ne yazık ki özel okulları tercih edemiyor. İzmir’de ekonomik gücü yeterli olan aileler, özel okulların olanaklarından faydalanmak isterken bu ekonomik gücü bulamayan aileler ise ‘Başınızın çaresine bakın’ karşılığını alıyor”
Yeni Müfredat ve "Biat Eden Gençlik" Endişesi
Ülke genelinde yapılan müfredat değişikliklerinin İzmir'de de etkili olduğunu belirten Çalık, yeni "maarif modeli" uygulamasının tartışmalara yol açtığını söyledi. Bu modelin, gençlerin zihinsel ve bedensel gelişimini sağlamaktan ziyade, "biat eden gençlik" yetiştirme kaygısıyla hazırlandığını iddia etti. Çalık, bu durumun veli, öğrenci ve öğretmenler arasında sıkıntılara neden olduğunu vurguladı.
Çalık, konuya ilişkin olarak şunları söyledi: “Bu yılki eğitim öğretimde adı maarif modeli olan bir uygulamaya geçildi. Bu projenin tartışmaları hâlâ sürüyor. Buradaki tek amaç, gençlerimizin zihinsel ve bedensel gelişimini sağlamak değil; kendi zihin dünyalarına uygun, biat eden gençlik yetiştirme kaygısıyla hazırlanmış bir model."
Köklü Okullar ve Tarikat İddiaları
Çalık'ın en dikkat çekici açıklaması ise, İzmir'deki köklü okulların "proje okul" uygulamasıyla tarikatların himayesine bırakıldığı iddiası oldu. Özellikle İzmir Atatürk Lisesi gibi okulların bu durumdan olumsuz etkilendiğini belirten Çalık, bu projeyle bazı okullarda çalışacak öğretmenlerin kim olacağına bakanlığın karar vereceği yetkisinin tanındığını ve bu durumun liyakat ilkesine aykırı olduğunu savundu. Çalık, bu uygulamanın okulları tarikat ve cemaatlerin rahatlıkla faaliyet gösterebileceği bir kuruma dönüştürme gayreti olduğunu iddia etti ve 100'ü aşkın öğretmenin yerinin değiştirildiğini, okulların kimliğinin değiştirildiğini söyledi.
Çalık, sözlerini şöyle tamamladı: “Bu projeyle okulları tarikat ve cemaatlerin rahatlıkla faaliyet gösterebilecekleri bir kuruma dönüştürme gayreti içindeler. Bunu geçmiş yıllarda da çok denediler. Laik ve bilimden yana eğitim kadrolarının hamleleriyle karşı karşıya kaldılar. İzmir’de 100’ü aşkın öğretmenin yeri, okulların ise kimliği değiştirildi. Görevlerine son verilen pek çok öğretmenin önümüzdeki eğitim ve öğretim döneminde nerede çalışacakları da belirsiz”
Eğitim-Sen İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Hamdi Çalık'ın bu çarpıcı açıklamaları, İzmir'deki eğitim sisteminin geleceği hakkında ciddi soru işaretleri yaratıyor. Özellikle köklü okulların tarikatların himayesine bırakıldığı iddiası, kamuoyunda büyük yankı uyandırırken, yetkililerin bu konuda nasıl bir adım atacağı merakla bekleniyor. İzmir'deki veliler ve öğrenciler, eğitimde yaşanan bu gelişmelerin kendilerini nasıl etkileyeceği konusunda endişeli bir bekleyiş içinde.