İzmir'de Grev Krizi! DİSK'ten Büyükşehir'e Sert Yanıt
İzmir Ege Haberleri

İzmir'de Grev Krizi! DİSK'ten Büyükşehir'e Sert Yanıt


28 May 20255 dk okuma8 görüntülenmeSon güncelleme: 11 July 2025

İzmir'de Büyükşehir Belediyesi ve DİSK arasında toplu iş sözleşmesi (TİS) görüşmelerinde yaşanan anlaşmazlık krize dönüştü. Yaklaşık 23 bin işçiyi ilgilendiren görüşmelerin tıkanması üzerine DİSK Genel-İş Sendikası grev kararı aldı. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin (İBB) "Sendikanın talepleri gerçekçi değil" açıklamasına DİSK'ten sert bir yanıt geldi. DİSK, İBB'nin kamuoyunu yanıltıcı bilgilerle işçileri İzmir halkıyla karşı karşıya getirmeye çalıştığını savundu.

Grev Kararı ve Karşılıklı Suçlamalar

İzmir Büyükşehir Belediyesi şirketlerinde çalışan işçileri kapsayan yeni dönem toplu iş sözleşmesi görüşmeleri, taraflar arasında uzlaşma sağlanamaması nedeniyle çıkmaza girdi. DİSK Genel-İş İzmir Şubeleri, 29 Mayıs Perşembe günü greve çıkma kararı aldı. İBB ise sendikanın taleplerini gerçekçi bulmadığını belirterek, kamuoyuna açıklamalarda bulundu. Bu açıklamalara yanıt veren DİSK Genel-İş, İBB'nin işçilere ödenecek ücret üzerinden yanıltıcı bilgiler verdiğini iddia etti. Sendika, İBB'nin 5 büyük şirketinde çalışan işçilere teklif edilen ücretlerin ve yevmiyelerin, kölece çalıştırma düzeninden başka bir şey olmadığını savundu.

DİSK Genel-İş'ten yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

  • "İzmir Büyükşehir Belediyesinin 5 tane büyük şirketi bulunmaktadır. Buna göre İzenerji çalışanlarına teklif edilen yıllık 29.16 ile 31 Aralık 2025 tarihinde kadar önerilen ücret ve yevmiyeler şöyledir. Şu an halen yürüklükte olan aynı işkollarında çalışan diğer şirketlerde ki arkadaşlarımızındı yevmiye ve net ücret tablosu aşağıda ki gibidir."
  • "Ayrıca bu şirketlere İzdoğa, İzulaş ve İzbeton 1 Ekim itibariyle 6 aylık tüfe kadar zam alacaktır. Doğalında 1 Ocak ile 31 Aralık 2025 arası yapılan teklif kölece çalıştırma düzeninden başka bir şey değildir."

"İzmir Halkıyla Bizi Karşı Karşıya Getirmeyin"

DİSK, İBB'nin açıklamalarıyla sendika ve İzmir halkını karşı karşıya getirmeye çalıştığını belirterek, "Kamuoyunu yanıltıcı bilgilerle bu kentte ve kentliye hizmet ürettiğimiz mahallede ki komşumuzla, sokakta ki arkadaşımızla acısını, sevincini paylaştığımız İzmir halkıyla bizi karşı karşıya getirmenin bir anlam ve manası yoktur" ifadelerini kullandı. Sendika ayrıca, grev kapsamında olmamasına rağmen Yaşlı Bakım Evi ve Pako Hayvan Barınağı gibi yerlerde çalışan üyelerinin, mağduriyet yaşanmaması için çalışmaya devam etmesini talep ettiklerini ancak İBB bürokratlarının bu çağrıya yanıt vermediğini vurguladı.

İzmir'de yaşanan bu grev krizi, işçi hakları ve belediye yönetimi arasındaki gerilimi gözler önüne seriyor. Tarafların uzlaşmaya yanaşmaması durumunda, İzmir halkının günlük yaşamı olumsuz etkilenebilir. Özellikle toplu taşıma, temizlik ve bakım hizmetlerinde aksamalar yaşanması bekleniyor. Bu durum, İzmirlilerin tepkisine yol açarken, taraflar arasındaki gerilimin daha da tırmanmasına neden olabilir.

Öte yandan, Türkiye'de sendikal haklar ve toplu iş sözleşmesi süreçleri, işçi haklarının korunması ve geliştirilmesi açısından büyük önem taşıyor. Bu süreçlerin şeffaf, adil ve katılımcı bir şekilde yürütülmesi, hem işçilerin memnuniyetini artırıyor hem de iş barışının sağlanmasına katkıda bulunuyor. İzmir'deki grev krizinin, diğer belediyeler ve işverenler için de bir ders niteliğinde olduğu söylenebilir. Tarafların diyalog yoluyla çözüm bulması, hem işçilerin haklarının korunması hem de kamu hizmetlerinin aksamadan yürütülmesi açısından büyük önem taşıyor.

Sonuç olarak, İzmir'deki grev krizi, işçi hakları ve belediye yönetimi arasındaki ilişkilerin ne kadar hassas olduğunu bir kez daha gösterdi. Tarafların sağduyulu bir şekilde hareket ederek, diyalog yoluyla çözüm bulması, hem işçilerin hem de İzmir halkının yararına olacaktır. Aksi takdirde, grevin uzaması ve kamu hizmetlerinde aksamalar yaşanması, telafisi güç sonuçlar doğurabilir.