
İzmir'de Borç Krizi! 2025'te Kimse Kurtulamadı!
İzmir'de 2025 yılı itibarıyla vatandaşın borç yükü katlanarak artıyor. Artan kredi ve kredi kartı faizleri, zaten geçim sıkıntısı çeken İzmirlileri daha da zor duruma sokuyor. TükoDer İzmir Şube Başkanı Av. Fatih Kurdoğlu'nun açıklamalarına göre, sadece işçiler değil, kamu çalışanları da borç batağında.
İzmir'de Kredi ve Kredi Kartı Borçları Alarm Veriyor
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre, 2025 yılının 16. haftasında takibe alınan kredi kartlarındaki tutar 79 milyar liraya yaklaştı. Bireysel kredi kartları, takibe alınan kredilerde en yüksek artışı gösterirken, ödenemeyen tüketici kredileri de yüzde 128 oranında arttı. İhtiyaç kredilerindeki artış da dikkat çekici: Takipteki ihtiyaç kredileri 33 milyar liradan 77 milyar liraya yükseldi.
- Bireysel kredi kartları takibe alınanlarda ilk sırada
- Ödenemeyen tüketici kredileri %128 arttı
- İhtiyaç kredileri %129 arttı
Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi'nin raporuna göre, İzmir'de kullanılan bireysel kredi oranı yüzde 38 arttı. Geçen yıl 216 milyar TL olan bireysel kredi kullanımı, bu yıl 299 milyar TL'ye yükseldi. İzmirlilerin toplam kredi kartı borcu ise yüzde 48 artarak 142 milyar TL'ye ulaştı.
Vatandaş Çaresiz: Tefeci Faizi Gibi!
TükoDer İzmir Şube Başkanı Av. Fatih Kurdoğlu, durumun vahametini şu sözlerle ifade ediyor: "Benim birçok müvekkilim de doğrudan bu borç sürecini yaşıyor. Kredi kartlarından dolayı banka hacziyle karşı karşıyalar ve bankalar diğer borçluların taşınmazlarına veya varsa taşınırlarına haciz koyup hemen satışa çıkarıyor. Bankalar bu konuda çok keskin. Banka kredi kartı veya kredi faizleri 5 puanın üzerine çıktı. Bu da ciddi bir rakam, tıpkı tefeci faizleri gibi."
Kurdoğlu, sadece asgari ücretlilerin değil, kamu görevlilerinin de borç batağında olduğunu belirtiyor. Enflasyonun yüksek olması nedeniyle kredi puanları düşen kamu görevlileri, mesleklerini kaybetme riskiyle karşı karşıya kalabiliyor. Üçüncü şahıslar ve genel tüketiciler ise evlerini, arsalarını veya diğer taşınır-taşınmaz mallarını kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya.
Enflasyon Borçlanmanın Temel Nedeni
Av. Fatih Kurdoğlu, bankaların icra takiplerinde izledikleri politikaların döneme göre değiştiğini vurguluyor: "Bankalar enflasyonun yüksek olmadığı dönemlerde borçlarının peşine çok düşmeyebiliyor. Yüksek enflasyon olduğundaysa zaman geçtikçe alacakları eriyecek diye bankalar hızlıca hareket geçip alacaklarını bir an önce almak istiyor. Zamana yaymaktan kaçınıyor. Alacağı miktar enflasyondan dolayı zamanla eriyeceği için alacağını tahsil etmek için icra takiplerini sonlandırmak istiyor. Eskiden keskin değillerdi. Buradaki durumun da kaynağı, diğer durumlarda olduğu gibi enflasyon."
Kurdoğlu'na göre çözüm, asgari ücret, emekli ve kamu memuru maaşlarının iyileştirilmesinde yatıyor. İşçilerin temel ihtiyaçlarını kredi kartlarıyla karşılamak zorunda kalması ve gelirlerin düşük olması, borç batağının temel nedenlerinden biri.
İzmir'de yaşanan bu borç krizi, sadece bireyleri değil, tüm toplumu derinden etkiliyor. Enflasyonun tetiklediği bu durum, acil önlemler alınmadığı takdirde daha da kötüleşebilir. Vatandaşların geçim sıkıntısı, bankaların acımasız icra politikaları ve ekonomik belirsizlikler, İzmir'i zor bir geleceğe sürüklüyor.