İzmir, 4-5 Nisan tarihlerinde 2. Agroekoloji Çalıştayı'na ev sahipliği yaptı. İzmir Mimarlık Merkezi'nde düzenlenen çalıştay, yoğun bir katılımla gerçekleşti. Tarım Ekonomisi Derneği Başkanı İpek Suer Topuzoğlu'nun açılış konuşmasıyla başlayan etkinlik, Kuşadası'nın Kirazlı köyüne yapılan bir geziyle taçlandırıldı.
Çalıştaydan Öne Çıkanlar
Çalıştayın açılış konuşmasını yapan İpek Suer Topuzoğlu, katılımcıları selamlayarak, "Bugün burada, doğa dostu, adil ve dayanışma temelli bir gıda sistemi için bir araya gelmiş olmanın heyecanını ve sorumluluğunu taşıyoruz," dedi. Topuzoğlu, çalıştayın sadece bir bilgi paylaşım platformu olmadığını, aynı zamanda üreticiler, tüketiciler, akademisyenler ve aktivistlerin agroekolojiyi daha güçlü kılacakları bir ortak mücadele alanı olduğunu vurguladı.
Topuzoğlu, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
"Ülke olarak zor zamanlardan geçiyoruz. Gıda enflasyonu, hayat pahalılığı, tarım sektöründeki yapısal sorunlar ve ekolojik kriz, toplum olarak hepimizi derinden etkiliyor. Çiftçiler üretim maliyetleri altında ezilirken, tüketiciler sağlıklı gıdaya erişmekte giderek daha fazla zorlanıyor. Kuraklık, orman yangınları ve su krizleri, tarımın geleceğini tehdit ederken, büyük gıda şirketleri ve uluslararası tarım tekelleri yerel üreticiyi daha da zor duruma düşürüyor."
Bu zorlu koşullar altında agroekolojinin, sadece teknik bir tarım yaklaşımı değil, aynı zamanda bir direniş, bir alternatif ve adil bir gıda sistemi inşa etmenin yolu olarak öne çıktığını belirtti.
Agroekoloji: Bir Direniş ve Alternatif
Topuzoğlu, çalıştayın amacının sadece akademik tartışmalar yapmak olmadığını, aynı zamanda gıda egemenliğini savunmak, üretici ve tüketiciler olarak hakları geri almak için bir araya gelmek olduğunu vurguladı. Çalıştay boyunca, Türkiye'den ve yurt dışından uzmanlar, çiftçiler, sivil toplum temsilcileri ve araştırmacılarla agroekoloji konuşulacak, başarılı saha uygulamalarından ilham alınacak ve iklim krizi, gıda egemenliği ve agroekolojik dayanışma gibi hayati meseleler ele alınacaktı.
Çalıştayın üçüncü gününde ise, katılımcılar sahaya inerek doğa dostu üretim yapılan bir çiftliği ziyaret ettiler. Forum şeklinde gerçekleşen oturumlarda soru cevaplarla kısıtlı süreler en verimli şekilde değerlendirilmeye çalışıldı.
Geleceğe Umutla Bakmak
Çalıştay, katılımcılar arasında kurulan bağların, paylaşılan bilgi ve deneyimlerin sadece bugün için değil, yarınlar için de büyük önem taşıdığını gösterdi. Çiftçilerin, üreticilerin, tüketicilerin ve doğa dostu bir gıda sistemi için mücadele eden herkesin sesinin daha gür çıkması için bir araya gelebilmek, geleceğe umutla bakmamızı sağlıyor. Bu tür etkinlikler, agroekoloji hareketinin güçlenmesine ve daha sürdürülebilir bir geleceğe katkıda bulunuyor.
