17 Mayıs 2025 Cumartesi

İzmir Alarm Veriyor! Binaların Yarısı Depreme Dayanıksız Mı?

İstanbul'da yaşanan son deprem, Türkiye'nin deprem gerçeğini bir kez daha gözler önüne serdi. Gözler şimdi İzmir'e çevrildi. Uzmanlar, İzmir'deki yapı stokunun riskli olduğunu ve acil önlemler alınması gerektiğini vurguluyor. Peki, İzmir gerçekten depreme ne kadar hazır? İşte detaylar...

İzmir'de Tehlike Çanları: Binaların Yarısı Riskli Mi?

İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Celalettin Kozanoğlu, İzmir'in deprem konusunu birinci önceliği haline getirmesi gerektiğini belirtiyor. Kozanoğlu'na göre, İzmir'deki yaklaşık 1 milyon binanın yarısı, 1998 deprem yönetmeliğinden önce inşa edildi. Bu da binaların büyük bir kısmının günümüz deprem standartlarına uygun olmadığı anlamına geliyor.

  • Toplam bina sayısı: 1 Milyon
  • 1998 öncesi yapılan binalar: %50
  • Kaçak yapı oranı: %35
  • Kontrol edilmesi gereken bina sayısı: 150-200 bin

Prof. Dr. Kozanoğlu, özellikle 35-40 yaş aralığındaki binaların büyük bir güvenlik zafiyeti taşıdığına dikkat çekiyor. Bornova, Karabağlar, Buca ve Konak gibi ilçelerde bu tür yapıların yoğunluğu biliniyor. Bu durum, olası bir depremde büyük can kayıplarına yol açabileceği endişesini artırıyor.

Vatandaşların Bilinçsiz Müdahaleleri Büyük Risk Taşıyor

Vatandaşların binalarında yaptıkları bilinçsiz müdahalelerin de büyük risk taşıdığını vurgulayan Kozanoğlu, "Kolon ya da kiriş kesmek benim gözümde insan öldürmekle eşdeğer." diyor. Su deposu eklemek veya kolon kesmek gibi işlemler, binaların taşıma kapasitesini zayıflatarak depremde yıkılma riskini artırıyor. Ayrıca, karot testi gibi işlemlerin bina güvenliğini zedelediğine yönelik yanlış inanışların da önüne geçilmesi gerekiyor.

Kentsel Dönüşümde Doğru Adımlar Atılmalı

İzmir'de kentsel dönüşümün dağınık ve plansız bir şekilde yürütüldüğünü belirten Kozanoğlu, sürecin organize edilmesi gerektiğini vurguluyor. Kentsel dönüşümün sadece bina yenilemekle sınırlı kalmaması, aynı zamanda altyapı ve çevre düzenlemesi gibi unsurları da içermesi gerekiyor. Aksi takdirde, plansız bir kentsel dönüşüm, sorunları çözmek yerine daha da karmaşık hale getirebilir.

Prof. Dr. Kozanoğlu, "Beklemek çözüm değil. Bilinçlenmeli ve gerekirse güçlendirme için hemen harekete geçmeliyiz." diyerek, vatandaşları ve yetkilileri acil önlemler almaya çağırıyor.

İzmir'in 17 Ağustos'u Olmasın!

30 Ekim 2020'de yaşanan İzmir Depremi'ni hatırlatan Kozanoğlu, bu acının tekrar yaşanmaması için çağrıda bulunuyor: "İzmir'in 17 Ağustos'u, 6 Şubat'ı olmasın. Bunun için artık beklememeliyiz. Her geçen gün zaman kaybı." İzmir'in deprem gerçeğiyle yüzleşmesi ve gerekli önlemleri alması, olası bir felaketin önüne geçmek için hayati önem taşıyor. Aksi takdirde, telafisi mümkün olmayan sonuçlarla karşı karşıya kalınabilir.

İlgili Haberler