Gazeteci İsmail Saymaz'ın "Gezi soruşturması" kapsamında aldığı ev hapsi cezası, 56 günün ardından nihayet sona erdi. Adli kontrol şartıyla serbest bırakılan Saymaz, haftada bir gün karakola giderek imza verecek ve yurt dışı çıkış yasağına tabi olacak. Bu gelişme, basın özgürlüğü ve adalet arayışları açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
İsmail Saymaz Neden Gözaltına Alınmıştı?
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen "Gezi soruşturması" kapsamında 19 Mart tarihinde gözaltına alınan İsmail Saymaz, "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım" suçlamasıyla karşı karşıya kalmıştı. Savcılık, Saymaz'ın Gezi Parkı davasında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan Osman Kavala'nın web sitesinin hazırlanması ve eylemleri basın yoluyla yayma amacıyla kurmayı planladığı televizyon kanalının kurulması için rol alan kişilerle irtibatlı olduğunu iddia etmişti.
Başsavcılığın açıklamasında ayrıca, Saymaz'ın Gezi Parkı sanıklarıyla yoğun irtibat halinde olduğu, sosyal medyadan olaylara ilişkin çok sayıda paylaşım yaptığı ve olaylarda aktif rol alarak vatandaşları kolluk kuvvetlerine karşı kışkırtmaya çalıştığı öne sürülmüştü. Bu iddialar, kamuoyunda geniş yankı uyandırmış ve Saymaz'a yönelik destek mesajları artmıştı.
Bundan Sonra Ne Olacak?
Ev hapsinin kaldırılmasıyla birlikte İsmail Saymaz, gazetecilik faaliyetlerine devam edebilecek. Ancak adli kontrol şartı ve yurt dışı çıkış yasağı, Saymaz'ın hareket alanını kısıtlayacak gibi görünüyor. Bu süreçte Saymaz'ın avukatları, müvekkillerinin beraat etmesi için hukuki mücadelelerine devam edecekler.
Bu tür davaların, Türkiye'deki basın özgürlüğü üzerindeki baskıyı artırdığı ve gazetecilerin mesleki faaliyetlerini engellediği yönünde eleştiriler de mevcut. İsmail Saymaz'ın serbest bırakılması, bu eleştirilerin bir nebze olsun azalmasına katkı sağlayabilir.
Sonuç olarak, İsmail Saymaz'ın ev hapsinin kaldırılması, hem Saymaz'ın kendisi hem de basın özgürlüğü savunucuları için umut verici bir gelişme oldu. Ancak adli kontrol şartı ve yurt dışı çıkış yasağı gibi kısıtlamaların devam etmesi, sürecin henüz tam olarak sona ermediğini gösteriyor. Bu davanın nasıl sonuçlanacağı, Türkiye'deki basın özgürlüğünün geleceği açısından büyük önem taşıyor.
