İfade Özgürlüğü Alarm Veriyor: İktidar Engel mi? Gazeteciler Cevapladı!
İzmir Ege Haberleri

İfade Özgürlüğü Alarm Veriyor: İktidar Engel mi? Gazeteciler Cevapladı!


22 May 20255 dk okuma7 görüntülenmeSon güncelleme: 05 July 2025

Buca Kitap Günleri'nde gazeteciler, "İfade Özgürlüğünün Önündeki En Büyük Engel İktidar mı?" sorusuna yanıt aradı. Gazeteciler, sorunun cevabının aslında sorunun içinde gizli olduğunu belirterek, ifade özgürlüğünün önündeki engelleri ve baskıları değerlendirdi. Söyleşide, Türkiye'deki basın özgürlüğünün durumu ve gazetecilerin karşılaştığı zorluklar detaylı bir şekilde ele alındı.

İfade Özgürlüğünde Üç Temel Engel

NOW Tv Ana Haber sunucusu Ozan Gündoğdu, ifade özgürlüğünün önündeki engelleri üç başlıkta değerlendirdi:

  • Kendini ifade etmek isteyenler: Sosyal medya, ifade özgürlüğünü demokratikleştirse de, aynı zamanda dezenformasyon ve manipülasyonun da yayılmasına zemin hazırlıyor.
  • Gazeteciler: Gazeteciler, halkın haber alma hakkını savunurken, iktidarın baskısı ve sansürüyle karşı karşıya kalıyor.
  • Devlet: İktidarın devlet kurumları üzerindeki etkisi, ifade özgürlüğünü kısıtlayan en büyük engellerden biri olarak görülüyor.

Gündoğdu, yayına çıktığında neyin suç olduğunu bilmeden konuşmak zorunda kaldığını, bu durumun büyük bir gerginlik yarattığını vurguladı. RTÜK'ün baskıları nedeniyle bazı konulara değinemediklerini, bunun da otosansüre yol açtığını belirtti.

RTÜK Baskısı ve Otosansür

Gündoğdu, RTÜK'ün muhalif medya üzerindeki baskısının arttığını, eleştirel yayın yapmanın neredeyse imkansız hale geldiğini söyledi. 19 Mart olayları sonrasında sokağa çıkan gençlerin protestolarını yayınlayamadıklarını, çünkü yayınladıkları anda ceza aldıklarını ifade etti. Bu durumun, gazetecileri otosansüre yönelttiğini ve halkın doğru bilgiye ulaşmasını engellediğini vurguladı.

Gazetecilerden Beklentiler ve Toplumsal Kamplaşma

Gündoğdu, Türkiye'deki toplumsal kamplaşmanın gazetecilerden taraf olmasını beklediğini, bu durumun da ifade özgürlüğünü olumsuz etkilediğini belirtti. Gazetecilerin her yaptığının sorgulandığını, en ufak bir hatada "hain" ilan edildiğini, bu durumun da gazetecilerin üzerindeki baskıyı arttırdığını söyledi.

Hakikat Mücadelesi ve Basına Sahip Çıkmak

İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi, gazetecilerin görevinin "hakikat mücadelesi" olduğunu, iktidarın veya muhalefetin ne dediğinden bağımsız olarak gerçeği ortaya çıkarmak olduğunu vurguladı. Hukukun olmadığı bir ortamda baskının kaçınılmaz olduğunu, ancak sorgulayan kitlelerin cesaretlendiğini belirtti. Gappi, ezberlerin yıkılmak için olduğunu, hakikat için daha cesur olunması gerektiğini söyledi. Basına sahip çıkmanın, hakikate sahip çıkmak anlamına geldiğini vurguladı.

Sonuç olarak, Buca Kitap Günleri'ndeki "İfade Özgürlüğünün Önündeki En Büyük Engel İktidar mı?" söyleşisi, Türkiye'deki basın özgürlüğünün ne kadar kırılgan olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Gazetecilerin üzerindeki baskı, otosansür, toplumsal kamplaşma gibi faktörler, ifade özgürlüğünü tehdit ediyor. Ancak, gazetecilerin hakikat mücadelesi ve halkın basına sahip çıkması, bu zorluğun aşılmasında önemli bir rol oynayacaktır. Unutulmamalıdır ki, ifade özgürlüğü olmadan, sağlıklı bir toplum ve demokrasi mümkün değildir.