Halikarnas Balıkçısı'nın "Merhaba"sı: Umuda Kadim Bir Çağrı!
İzmir Ege Haberleri

Halikarnas Balıkçısı'nın "Merhaba"sı: Umuda Kadim Bir Çağrı!


17 April 20255 dk okuma8 görüntülenmeSon güncelleme: 19 June 2025

Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir Kabaağaçlı, sadece bir yazar değil, aynı zamanda Anadolu'nun tarihini ve felsefesini anlatan bir bilgeydi. Onun "Merhaba"sı, yaşama ve umuda kadim bir çağrıdır. Torununun eşi Tuğba Kabaağaçlı, bu mirası yaşatmaya devam ediyor.

Halikarnas Balıkçısı'nın Mirası

Tuğba Kabaağaçlı, Halikarnas Balıkçısı'nın oğlu Suat Kabaağaçlı'nın oğlu Derya Ömer Kabaağaçlı ile evli. Araştırmacı yazar ve yapımcı-sunucu olan Tuğba Hanım, Balıkçı'nın gölgesinde büyüyen oğlu Ata Cevat Kabaağaçlı'yı ve ailede yaşatılan değerleri anlatıyor.

Tuğba Hanım, YouTube'da "Kanal N Lav" çatısı altında kadın kimliğine dair içerikler üretiyor. Bu dönüşümün hayatına kattıklarını şu sözlerle ifade ediyor:

Kadınların hikâyelerini dinledikçe, kendi hayatımda büyük sandığım problemlerin aslında ne kadar basit olduğunu fark ettim. Sızlanmayı bir kenara bırakıp çözüm odaklı olmayı öğrendim.

Eşi Ömer Derya Kabaağaçlı'nın dedesi Halikarnas Balıkçısı'ndan denizi, özgürlüğü ve mütevazılığı aldığını belirtiyor. Soyadının ağırlığı altında ezilmeden, büyük bir saygıyla taşıdığını vurguluyor.

Magazinsel konularla gündeme gelen bir olaydan duyduğu rahatsızlığı dile getirirken, insanların dört duvar arasında ne yaptığıyla değil, topluma ne kattığıyla ilgilenilmesi gerektiğini söylüyor.

Çocuk Yetiştirmek ve Halikarnas Balıkçısı'nın Ruhu

Bir Halikarnas Balıkçısı torunu olarak çocuğunu büyütmenin üzerindeki entelektüel ve duygusal sorumluluğu anlatan Tuğba Hanım, oğluna büyük dedesini anlatırken şu kelimelere sığınıyor:

Bir mücevheri düşün, anneciğim. Deden bir mücevherdi. Bu soyad ve miras da senin omuzlarında. Ne onun ağırlığıyla ezil, ne de ihtişamıyla övün. Sadece layıkıyla taşı.

Oğlunda Halikarnas Balıkçısı'nın ruhunun izlerini gördüğünü, mütevazı, zeki, yaşının ötesinde olgun, dinleyen, meraklı ve özgür ruhlu biri olduğunu belirtiyor. Dedesinin "şifacılık" yönünün onda yaşadığına inanıyor ve tıp fakültesinde okuyarak bu yönüyle Balıkçı'nın izini sürdüğünü düşünüyor.

Kadın Kimliği ve "Lav"

YouTube kanalı "Lav" için, "kadının kendi kimliğiyle var olabilmesinin adı" diyen Tuğba Hanım, bir kadının kendi hikâyesini yazarken kendinden korkmaması gerektiğini vurguluyor. Ailesi, kökleri ya da soyadı ne kadar güçlü olursa olsun, kendi adını kendisi kurması gerektiğini söylüyor.

Kanal adının bir mecra ya da proje fikrinden çok, kendi içsel yolculuğundan süzüldüğünü belirtiyor. "Lav"ın kendisi için hem aşkı hem ateşi temsil ettiğini, sevdiğinde verici, sevgi dolu ve paylaşımcı olduğunu, ancak sevdiklerine zarar geldiğinde de tıpkı bir yanardağ gibi ortalığı yıkıp geçebildiğini ifade ediyor.

17 Nisan ve Kadim Selam: Merhaba

Halikarnas Balıkçısı'nın dünyaya "merhaba" dediği 17 Nisan'ın kendisi için ne ifade ettiğini şu sözlerle anlatıyor:

17 Nisan, yalnızca onun doğum günü değil… İnsanlığa, doğaya, kısacası tüm yaradılışa “merhaba” diyebildiği gündür benim için. Çünkü Halikarnas Balıkçısı, “Ekip yetiştirdiğim bitkiler, her güzelliğine hayran kaldığım yaradılışa karşı bir borçtur,” derken aslında hayata nasıl baktığını da anlatır.

Halikarnas Balıkçısı'nın mirası, bugün hâlâ yaşamaya devam ediyor. Onun "Merhaba"sı, umuda ve yaşama duyulan sevgiye kadim bir çağrı olarak yankılanıyor.