Eğitimde Tehlike Çanları: Zorunlu Eğitim Kısaltılırsa Ne Olacak?
İzmir Ege Haberleri

Eğitimde Tehlike Çanları: Zorunlu Eğitim Kısaltılırsa Ne Olacak?


14 July 20255 dk okuma3 görüntülenmeSon güncelleme: 14 July 2025

Milli Eğitim Bakanlığı'nın gündeme getirdiği zorunlu eğitim süresinin kısaltılması tartışmaları, eğitim camiasında büyük yankı uyandırdı. Özellikle liselerin 4 yıldan 3 yıla düşürülmesi ve 4+4+4 sistemindeki olası değişiklikler, çocuk işçiliği ve erken evlilikler gibi sorunların artabileceği endişesini beraberinde getirdi.

Eğitim-İş'ten Sert Uyarı: Çocuklarımızı Korumalıyız

Eğitim-İş İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Özgür Şen, zorunlu eğitim süresinin kısaltılmasının çocuklarımızın geleceği açısından büyük bir tehdit oluşturduğunu vurguladı. Şen, "Türkiye’de 12 yıl süren zorunlu eğitim, yalnızca bir anayasal hak değil; aynı zamanda çocuklarımızın sağlıklı bireyler olarak yetişmesinin temel güvencesidir," dedi. Mevcut ekonomik zorluklar ve MESEM gibi uygulamaların çocukları erken yaşta çalışma hayatına yönlendirdiğini belirten Şen, bu durumun daha da kötüleşebileceği uyarısında bulundu.

Şen, sözlerine şöyle devam etti: "Eğitim dışındaki çocuk sayısı yüzde 38,4 oranında artarak 612 bin 814’e ulaştı. TÜİK’e göre kayıtlı çocuk işçi sayısı 869 bine ulaştı. 16-17 yaşındaki 9 bin 354 kız çocuğu ‘evlendirildi.’ Açık öğretime kayıtlı 327 bin 710 öğrenci ve Mesleki Eğitim Merkezleri’ne kayıtlı yaklaşık 500 binin üzerindeki öğrenciyle birlikte, bugün bir buçuk milyondan fazla çocuk örgün eğitim sisteminin dışına itildi." Bu çarpıcı rakamlar, sorunun ne kadar ciddi boyutlara ulaştığını gözler önüne seriyor.

"2+2 Modeli Kabul Edilemez!"

Önerilen 2+2 modeli (2 yıl zorunlu + 2 yıl isteğe bağlı lise eğitimi) eleştiren Şen, bu modelin sosyoekonomik durumu dezavantajlı öğrencilerin eğitim hayatlarını daha erken terk etmelerine neden olacağını savundu. Eğitim sadece akademik bilgi edinmekten ibaret olmadığını, aynı zamanda çocukların kişisel gelişimi, sosyal becerileri ve güvenli bir ortamda büyümeleri için de kritik öneme sahip olduğunu vurguladı.

Şen, "Okullar çocukları yalnızca geleceğe hazırlamaz, aynı zamanda onları erken yaşta işçileştirilmekten, evlendirilmekten ve sosyal risklerden korur," dedi. Bu nedenle, zorunlu eğitim süresinin kısaltılması gibi adımların, çocuklarımızın geleceği için büyük bir risk taşıdığı açıkça görülüyor.

Eğitimde Kalite ve Fırsat Eşitliği Vurgusu

Eğitim sisteminde yapılacak her değişikliğin amacının, çocukların daha nitelikli ve erişilebilir eğitime kavuşması olması gerektiğini belirten Şen, zorunlu eğitimin kısaltılmasının uzun vadede eğitimde fırsat eşitsizliğini daha da artıracağını söyledi. Eğitim-İş olarak her çocuğun eşit, ücretsiz, laik ve bilimsel bir eğitime ulaşması gerektiğini savunduklarını ifade etti.

Şen, son olarak şunları kaydetti:

  • Eğitimde yapılacak her düzenlemenin çocuklarımızın üstün yararı gözetilerek, bilimsel veriler ışığında ve toplumsal uzlaşıyla şekillendirilmesi gerektiğine inanıyoruz.
  • Çocuklarımızın geleceği, toplumsal kalkınmanın temelidir.
  • Eğitim, tasarruf yapılacak ya da esnetilecek bir alan değil; tam tersine en güçlü şekilde korunması gereken bir toplumsal yatırımdır.

Zorunlu eğitim süresinin kısaltılması tartışmaları, eğitim camiasında ve kamuoyunda geniş yankı uyandırmaya devam ediyor. Uzmanlar, bu tür bir değişikliğin çocuklarımızın geleceği üzerindeki olumsuz etkileri konusunda uyarıyor. Eğitimde yapılacak her türlü düzenlemenin, çocuklarımızın üstün yararını gözeterek ve bilimsel verilere dayanarak yapılması büyük önem taşıyor.