
Eğitimde Şok! Yoksulluk Çocukları Okuldan Kopardı
Türkiye'de eğitim sistemi ve yoksulluk arasındaki derin ilişki, son yayınlanan TEDMEM raporuyla bir kez daha gözler önüne serildi. Rapora göre, 612 bin 814 çocuk eğitim sisteminin dışında kalmış durumda. Bu durum, ailelerin ve çocukların eğitimi bir umut olarak görmemesiyle doğrudan ilişkili. Derin Yoksulluk Ağı Kurucusu Hacer Foggo, bu vahim tabloyu İz Gazete'ye değerlendirerek çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Eğitimde Umutsuzluk: Yoksulluk Döngüsü
TEDMEM'in 2024 Eğitim Değerlendirme Raporu, Türkiye'deki eğitim sisteminin karşı karşıya olduğu ciddi sorunları ortaya koyuyor. Raporda yer alan verilere göre:
- 73 bin 872 çocuk ilkokul
- 86 bin 269 çocuk ortaokul
- 452 bin 672 çocuk lise düzeyinde okulu bırakmış durumda.
Ayrıca, bir eğitim yılı boyunca 20 gün ve üzeri devamsızlık yapan öğrencilerin oranları da dikkat çekici: ilkokulda %11,6, ortaokulda %14,8 ve lisede %27. Bu rakamlar, yoksulluğun eğitim üzerindeki yıkıcı etkisini açıkça gösteriyor. Foggo, "TEDMEM’in bu raporundaki rakamlar bize, çocukların ve ailelerin artık eğitimi bir gelecek ve bir umut olarak görmediklerini gösteriyor" diyerek durumun vahametini vurguladı.
Çocuk İşçiliği ve Zorla Evlilik Tehlikesi
Yoksulluk, çocukların eğitimden kopmasına ve beraberinde bir dizi olumsuzluğu tetikliyor. Çocuk işçiliğinin artması ve kız çocuklarının zorla evlendirilmesi bu olumsuzlukların başında geliyor. Foggo, "Çocukların okuldan kopması çocuk işçiliğinin artması, kız çocuklarının zorla evlendirilmesinin yolunu açmak demek. Bir çocuk eğitimden koptuğu anda yoksulluk döngüsüne girer ve yetişkin olduğunda da bu döngüden çıkma ihtimali yok denecek kadar azdır" şeklinde konuştu. Okul dışında kalan çocukların sayısının artması, aynı zamanda bu çocukların yaşadıkları evlerde gıdaya ve konut güvenliğine erişim sorunları yaşadığını da gösteriyor.
Kuşaklararası Yoksullaşma ve Gelecek Nesiller
Yoksulluk, kuşaktan kuşağa aktarılan bir miras haline gelmiş durumda. İyi eğitim alamayan, sağlıklı koşullarda yaşayamayan çocuklar, yoksulluğu devralıyor. Foggo, "Bu nesil kendiliğinden yoksullaşmadı, bu yoksullaşma, eğitim sistemi değiştirildiğinde, sağlık sistemi özelleştirildiğinde, yoksullar yerlerinden edildiğinde, çocuklar ucuz işgücü olarak kullanıldığı için oluştu" ifadelerini kullandı. Yoksulluğu çoğaltan, önlemeyen ve sermayeyi büyüten ekonomi politikalarının hayata geçirilmesi, durumu daha da kötüleştiriyor.
Hacer Foggo'nun açıklamaları, Türkiye'deki yoksulluk sorununun eğitim üzerindeki derin etkilerini ve geleceğe yönelik oluşturduğu tehditleri açıkça ortaya koyuyor. Yoksullukla mücadele için acil ve etkili politikaların hayata geçirilmesi, çocukların eğitim hakkının korunması ve kuşaklararası yoksullaşma döngüsünün kırılması için büyük önem taşıyor. Aksi takdirde, geleceğimiz olan çocuklarımız için daha da karanlık bir tablo ortaya çıkabilir.














