İstanbul'da meydana gelen deprem sonrası GSM operatörlerinin yine hizmet verememesi büyük tepkilere yol açtı. Vatandaşlar sevdiklerine ulaşmakta zorlanırken, CHP Genel Başkan Yardımcısı Ulaş Karasu, Ulaştırma Bakanı'na sert sorular yöneltti. Peki, bu iletişim kesintisinin ardında yatan sebepler neler?
Depremde İletişim Çilesi: Vatandaşlar Çaresiz
İstanbul'da yaşanan 6.2 büyüklüğündeki deprem, sadece binaları değil, iletişim altyapısını da sarstı. GSM operatörlerinin çökmesiyle birlikte vatandaşlar, acil durumlarda dahi sevdiklerine ulaşmakta büyük zorluklar yaşadı. Sosyal medya platformları üzerinden haberleşmeye çalışan vatandaşlar, yetkililerden acil çözüm bekliyor.
- Vatandaşlar, ailelerine ulaşmakta zorlandı.
- Acil yardım çağrıları yapılamadı.
- Sosyal medya iletişim için tek çare oldu.
CHP'den Bakan Uraloğlu'na Sert Tepki
CHP Genel Başkan Yardımcısı Ulaş Karasu, yaşanan iletişim sorununa sert tepki göstererek Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu'na şu soruları yöneltti: "Yaşanan Marmara depreminde Türk Telekom, Turkcell ve Vodafone’un iletişim kesintilerinin teknik ve idari gerekçeleri nelerdir? Bu şirketlerin deprem başta olmak üzere afetlere hazırlık konusunda yapmaları gereken yükümlülükler ve bu yükümlülüklerin sonuçları nelerdir?" Karasu ayrıca, özelleştirme politikalarını eleştirerek, "Depremde binalardan önce çöken sistemin aslında AKP’nin Türk Telekom’un özelleştirmesi ile başlattığı ve tamamen rant odaklı telekomünikasyon politikası olduğunu" ifade etti.
Türkiye Varlık Fonu'nun Rolü Ne?
Karasu, Turkcell ve Türk Telekom'un Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanı olduğu Türkiye Varlık Fonu'nda olduğunu hatırlatarak, "İki yıl önceki depremlerde de iletişim çöktü. İnsanlar yakınlarına ulaşamadı. Acil destek ve yardımlar, iletişim çöktüğü için gerekli yerlere ulaşamadı, ulaştırılamadı. Ama tüm bunlar, şirketlerin yanlarına kar kaldı. Şimdi Marmara’da yaşanan son depremlerde aynı manzarayı gördük. Hiç kimse bu duruma daha fazla sessiz kalamaz. Bakan çıkmış Suriye’ye internet desteği verileceğinden söz ediyor. İnsana ‘Siz Suriye’nin mi bakanısınız yoksa Türkiye’nin mi?’ diye sorarlar” dedi. Bu durum, iletişim altyapısının güçlendirilmesi ve afetlere hazırlıklı olunması konusundaki eksiklikleri bir kez daha gözler önüne serdi.
Depremde yaşanan iletişim sorunları, Türkiye'nin afetlere hazırlık konusunda daha fazla çaba göstermesi gerektiğini açıkça ortaya koyuyor. GSM operatörlerinin altyapılarını güçlendirmesi, yedek sistemler oluşturması ve kriz anlarında kesintisiz iletişim sağlaması hayati önem taşıyor. Aksi takdirde, her depremde aynı çaresizliği yaşamaya devam edeceğiz.
