15 Mayıs 2025 Perşembe

Damacana Su Şoku! Kaynak Suyu Mu, Kandırmaca Mı?

Türkiye'de damacana sularla ilgili şok bir iddia ortaya atıldı. EGEÇEP Bilim Kurulu Üyesi Erhan İçöz, birçok markanın damacana sularının aslında doğal kaynak suyu olmadığını, yeraltı sularının arıtılarak şişelendiğini öne sürdü. Bu iddia, tüketiciler arasında büyük bir endişe yaratırken, su sektöründe de tartışmaları alevlendirdi.

Su Kaynakları Neden Azalıyor?

İçöz, yeraltı sularının azalmasının ve vatandaşların çeşme sularına güvenmeyerek damacana sulara yönelmesinin nedenlerini de açıkladı. Suyun ticari bir meta haline gelmesinin bu durumun temel sebebi olduğunu belirten İçöz, "Dünyadaki su miktarı sabitken, nüfus artışı ve tüketim alışkanlıkları su kaynakları üzerinde büyük bir baskı oluşturuyor" dedi.

  • Nüfus artışı: Aynı su, daha fazla kişiye yetmek zorunda.
  • Düzensiz kullanım: Bilinçsiz tüketim su kaynaklarını tüketiyor.
  • Yeraltı sularının aşırı çekimi: Su seviyeleri hızla düşüyor.

İçöz'e göre, yeraltı sularının %80-90'ı kurumuş durumda. Bu durum, güvenli içme suyuna erişimi zorlaştırırken, damacana sulara olan talebi de artırıyor.

Kapitalizm ve Su Ticareti

İçöz, damacana suların yaygınlaşmasını kapitalist sistemin bir sonucu olarak görüyor. "Müşteri varsa ticari kazanç olur" diyen İçöz, suyun artık bir meta olarak algılandığını ve şirketlerin bundan kar elde etmeye çalıştığını vurguladı. Akarsuların kirlenmesi, yeraltı sularının azalması ve bilinçsiz tarımsal sulama gibi faktörler de su kaynaklarının tükenmesine katkıda bulunuyor.

İçöz, şöyle devam etti: "İnsanlar artık güvenle içeceği suyu musluktan değil, hazır almakta buluyor. Su ihtiyaçlarını da güvenli zannettikleri damacanadan karşılamaya çalışıyorlar. Bunun yanında bir de su arıtma cihazları yaşamımıza girdi. Tabii kapitalist sistemin mantığı gereği, bir şeylerin müşterisi varsa bundan ticari kazanç elde edilir. Bugünkü duruma da bu yüzden geldik."

Denetim Çağrısı

İçöz, damacana sularının doğal kaynak suyu olup olmadığı konusundaki iddiaların devlet tarafından sıkı bir şekilde denetlenmesi gerektiğini vurguladı. "Bu çok ciddi bir iddiadır. Su şirketlerinin çok sık denetlenmesi ve bu denetlenmelerin ise mümkünse sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin de bulunmasının çok önemli olduğunu düşünüyorum" dedi. Şeffaf ve bağımsız denetimlerin, tüketicilerin güvenini yeniden tesis edeceğine inanıyor.

Damacana sularla ilgili bu şok iddia, tüketicilerin su seçimi konusunda daha bilinçli olması gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor. Kaynakların korunması, suyun doğru yönetimi ve denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi, sağlıklı ve güvenli suya erişim için hayati önem taşıyor. Bu tartışmaların, su politikalarının yeniden gözden geçirilmesine ve daha sürdürülebilir çözümler üretilmesine katkı sağlaması umuluyor.

İlgili Haberler