Biat Kültürü: Sorgulamayanların Tehlikeli Sessizliği!
İzmir Ege Haberleri

Biat Kültürü: Sorgulamayanların Tehlikeli Sessizliği!


13 June 20255 dk okuma2 görüntülenmeSon güncelleme: 14 June 2025

Sorgulamadan biat edenlerin sessizliği, toplumda derin yankılar uyandırıyor. Liderlerini körü körüne savunan kesimler, eleştiriye tahammül göstermeyerek farklı bir tablo çiziyor. Bu durum, demokratik ortamda sorgulamanın önemini bir kez daha gözler önüne seriyor. Bu yazıda, CHP kurultayı davası ve İzmir grevi gibi önemli konulara değinerek, sorgulamanın ve eleştirinin ne kadar değerli olduğunu irdeleyeceğiz.

CHP Kurultayı Davası: Sular Durulmuyor

CHP'nin 38. kurultayı, 4-5 Kasım 2023 tarihlerinde gerçekleşti ve Özgür Özel'in zaferiyle sonuçlandı. Ancak, kaybedenler ve partiden ihraç edilenler, kurultay sonuçlarının şaibeli olduğunu iddia ederek tartışmaları alevlendirdi. İddialar, "mutlak butlan" noktasına kadar ulaştı. Mutlak butlan, yapılan işlemin sil baştan tekrarlanması anlamına geliyor. Yani, 6 Nisan 2025'te yapılan olağanüstü kurultaydan geriye gidilerek, 4 Kasım 2023'teki 38. kurultayın tekrarlanması isteniyor.

Cumhuriyeti kuran CHP gibi bir partiye bu tür iddiaların yöneltilmesi, parti içinde büyük bir çatışmaya neden olabilir. Ancak, yeni kuşak gençlerin özgürlük ve bağımsızlık tutkuları, bu tür çabaları boşa çıkaracaktır. Unutulmamalıdır ki, CHP daha önce de kapatılmış olsa da, halkın bağımsızlık ateşiyle yeniden doğmuş ve bugün ülkenin en önemli partilerinden biri haline gelmiştir.

İzmir Grevi: İşçi Hakları mı, Başka Hesaplar mı?

İzmir'de yaşanan grev, 3 Haziran gecesi anlaşmayla sonuçlandı. Ancak, Cemil Tugay, grevi yönetenlerin işçinin çıkarını savunma görünümü altında başka hedeflerinin olduğunu fark etti. Sendika şube başkanlarının belediyeyi eş ve akrabalarının beslendiği bir yer olarak gördüğü ve yaklaşık 50 akrabanın belediye ve şirketlerinde çalıştığı ortaya çıktı. Uzlaşılmaz tekliflerle belediyeye nefes aldırmayacak bir sistemin arkasındaki sendikacıların DEM'li ve sempatizanı olduğu belirlendi.

Bu durum, AKP ve DEM Parti iş birliği ile İzmir'de sosyal demokrat havanın bozularak AKP'nin belediyeyi ele geçirmesine yönelik bir çaba olarak değerlendirildi. Bir hafta toplanmayan çöplerin yarattığı sosyal yansımayı dikkate alan Cemil Tugay, sahaya indi. İzmirli gençler de kendisine katıldı ve çöplerin başında nöbet tutan grevci sendikacılara rağmen çöpleri kamyonlara yüklemeye başladı. Esnaf da bu direnişe destek verdi ve İzmirli dik duruşa büyük bir destek sağladı.

DİSK'in bir şube başkanının İzmir'de yerel seçimlerde CHP ve AKP arasındaki farkın DİSK ailelerinin 500 bin oyu ile kapanabileceğini bir tehdit olarak ileri sürmesi, senaryoyu hazırlayanların foyasını ortaya çıkardı. Oysa İzmir, her zaman sendikal hareketlere desteği olan bir kent olmuştur ve CHP İzmir Milletvekilleri arasında DİSK genel başkanı Kani Beko ve genel sekreteri Musa Çam gibi işçi haklarının savunucuları bulunmaktadır.

Sendikal faaliyetlerin bu kadar yozlaşmış olması üzücü bir durumdur. Emperyal devletlerin, demokrasi aşığı ve hoşgörünün beşiği olan İzmir'i "kindar ve dinci" bir anlayışla ele geçirme çabaları devam etmektedir. CHP Kurultay davası iddianamesine "suçlu" olarak Cemil Tugay'ın adının yazılmasına dikkat etmek gerekir. Unutulmamalıdır ki, 2023'teki kurultayda Cemil Tugay İzmir'de bir ilçe başkanıydı ve kurultayı nasıl etkilediği, iddianame açıklandığında daha net anlaşılacaktır.

Kurtuluş savaşının parlayan yıldızı İzmir'den intikam almak isteyenler, İzmir grevi gibi birlik olursak emellerine ulaşamayacaklardır. Toplum olarak sorgulamayı ve eleştirmeyi bırakmamalı, her türlü manipülasyona karşı uyanık olmalıyız.