TBMM Genel Kurulu'nda CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır'ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik sert eleştirileri gündeme bomba gibi düştü. Başarır, Erdoğan'ı rakiplerini cezaevine atmakla suçlayarak "Cuntacı" ifadesini kullandı ve mecliste tansiyonu yükseltti.
Siyasi Arenada "Cuntacı" Tartışması
AKP Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman'ın, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in Erdoğan için kullandığı "Cunta Başkanı" ifadesine tepki göstermesiyle başlayan tartışma, Başarır'ın açıklamalarıyla alevlendi. Yayman, AK Parti'nin düşünce ve inanç özgürlüğünü savunduğunu vurgulayarak, darbelerle ilişkili olmadığını savundu.
Yayman'ın açıklamalarına cevap veren Başarır, "60 ve 80 darbelerinde o gün siyasi bir partiniz yoktu ama bu ülkede bugün Cumhurbaşkanının kürsüde belirttiği ve Büyükanıt'ın yaptığı açıklama kime yaradı; partinize." dedi. Başarır, ayrıca 15 Temmuz darbe girişiminde devletin önemli kurumlarının FETÖ'ye teslim edildiğini ve binlerce hakim ve savcının terörist sıfatıyla yargılandığını hatırlattı.
Başarır'dan Sert Eleştiriler: "Üç Rakibini Hapse Atan Cuntacıdır!"
Başarır, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Selahattin Demirtaş cumhurbaşkanı adayı değil miydi? Ümit Özdağ bir partinin Genel Başkanı, o da bir cumhurbaşkanı adayı. Ekrem İmamoğlu bizim partimizin 16 milyon kişinin oyuyla belirlenmiş cumhurbaşkanı adayımız. Üç tane rakibini cezaevine atan adama ne denir; cuntacı denir."
Bu sözler üzerine AKP Grup Başkanvekili Abdulhamit Gül, Erdoğan'a "cuntacı" denmesinin hadsizlik olduğunu belirterek, bu ifadeyi kabul etmediklerini söyledi.
Siyasi Gerilim Tırmanıyor
TBMM'deki bu sert tartışma, siyasi arenadaki gerilimin giderek arttığını gösteriyor. Başarır'ın Erdoğan'a yönelik "cuntacı" suçlaması, önümüzdeki günlerde de siyasi gündemin önemli maddelerinden biri olmaya devam edecek gibi görünüyor. Bu türden suçlamalar, siyasi kutuplaşmayı derinleştirebilir ve toplumda gerginliklere neden olabilir. Siyasi aktörlerin daha yapıcı bir diyalog ortamı oluşturmaya çalışması, demokrasinin sağlıklı işlemesi açısından büyük önem taşıyor.
Türkiye'nin yakın siyasi tarihine bir göz atalım:
- 27 Mayıs Darbesi (1960): Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yönetime el koymasıyla gerçekleşen bu darbe, Türkiye'nin ilk askeri darbesi olarak tarihe geçti.
- 12 Mart Muhtırası (1971): Askerlerin hükümete verdiği muhtıra sonucu Süleyman Demirel hükümeti istifa etti.
- 12 Eylül Darbesi (1980): Kenan Evren liderliğindeki askeri yönetim, yönetime el koyarak Türkiye'yi uzun bir süre askeri rejimle yönetti.
- 28 Şubat Süreci (1997): Askerlerin hükümete baskı yaparak Refah Partisi'nin iktidardan düşmesine neden olduğu süreç.
- 15 Temmuz Darbe Girişimi (2016): FETÖ tarafından gerçekleştirilen darbe girişimi, halkın direnişiyle engellendi.
Bu olaylar, Türkiye'nin demokrasi tarihinde derin izler bırakmış ve siyasi istikrarsızlığa yol açmıştır. Siyasi aktörlerin bu türden olaylardan ders çıkararak, demokratik değerlere sahip çıkması ve hukukun üstünlüğünü sağlaması büyük önem taşıyor.
Başarır'ın bu çıkışı, siyasi arenada uzun süre tartışılmaya devam edecek gibi görünüyor. Bu türden sert eleştirilerin, siyasi diyalog ve uzlaşı kültürüne zarar verip vermeyeceği ise zamanla görülecek.