
Balıkesir Depremi Sonrası Şaşırtan Gelişme! Uzmanlar Ne Diyor?
Balıkesir'in Sındırgı ilçesinde meydana gelen 6.1 büyüklüğündeki deprem, bölgedeki jeotermal ve doğal su kaynaklarında ilginç değişimlere yol açtı. Depremin ardından yapılan incelemelerde, su kaynaklarında debi artışları, azalmalar ve hatta yeni kaynakların oluştuğu gözlemlendi. Uzmanlar, bu durumun depremin yer altı sularını ve yeryüzünü etkilemesinden kaynaklandığını belirtiyor.
Deprem ve Jeotermal Kaynaklardaki Değişim
Depremin etkilerini sahada inceleyen bilim insanı Ali İlksen Demirözer, depremin odak noktasının yaklaşık 6 kilometre derinlikte gerçekleştiğini ve bu tür depremlerin sığ deprem kategorisinde değerlendirildiğini ifade etti. Demirözer, "Yüzeye yakın bir noktada gerçekleştiği için hem yeraltı sularını hem de yeryüzünü etkiledi" dedi. Saha çalışmalarında özellikle Ilıca Mahallesi ve Emendere Köyü çevresindeki jeotermal kaynaklarda debi artışı gözlemlendiğini belirten Demirözer, "Aynı zamanda jeotermal kaynakların içine yeraltı sularının da karıştığını tespit ettik" şeklinde konuştu.
Depremin ardından su kaynaklarında farklı etkiler görüldüğünü dile getiren Demirözer, şunları söyledi:
- Bazı su kaynaklarında debi artışı
- Bazılarında azalma
- Bazı noktalarda tamamen kuruma
- Bazı bölgelerde ise yeni kaynakların oluşumu
Demirözer, deprem sonrası su kaynaklarında bulanıklık meydana geldiğini ve artçı sarsıntılarla birlikte bu bulanıklığın gözlemlendiğini belirtti. Ancak, yaklaşık 2-2,5 aylık süreçte bulanıklığın azalmasını ve kaynakların eski seyrine dönmesini beklediklerini ifade etti.
Fay Hatları ve Su Kaynakları Üzerindeki Etkileri
Deprem sonrası fay kırıklarının da gözlemlendiğini belirten Demirözer, özellikle Alakır, Kozlu, İbirler, Orman İçi, Sinan Dede ve Aktaş kırsal mahallelerinin fay hatları üzerinde bulunduğunu hatırlattı. Bu bölgelerde su kaynaklarının farklı şekillerde etkilendiğini aktardı.
Depremlerin yeryüzü ve yeraltı suları üzerindeki etkileri oldukça karmaşık ve çeşitli olabilir. Yer kabuğundaki hareketlenmeler, fay hatlarında kırılmalara ve yer değiştirmelere neden olarak su kaynaklarının akışını, basıncını ve kimyasal yapısını değiştirebilir. Bu değişimler, bazı kaynakların kurumasına, bazılarının debisinin artmasına veya yeni kaynakların ortaya çıkmasına yol açabilir. Ayrıca, depremlerin etkisiyle yeraltı sularına karışan mineraller ve gazlar, suyun kalitesini de etkileyebilir.
Beklentiler ve Sonuç
Demirözer, açıklamasının sonunda, "Artçı sarsıntıların yaklaşık iki ay içinde azalmasını öngörüyoruz. Yeni ve büyük bir deprem yaşanmaması halinde bölgemizdeki doğal su kaynakları eski rutin düzenine dönecektir" dedi. Bu süreçte, bölgedeki su kaynaklarının yakından takip edilmesi ve gerekli önlemlerin alınması büyük önem taşıyor.