
Anne Kızını Öldürdü! İşte İzmir'deki Kan Donduran Kararın Detayları
İzmir'de yaşanan ve Türkiye'yi sarsan bir olayda, uyuşturucu bağımlısı kızını boğarak öldüren annenin davası yeniden görüldü. Mahkeme, sanık Ayşe Vural'a "haksız tahrik" ve "iyi hal" indirimi uygulayarak cezasını düşürdü. Bu karar, kamuoyunda büyük tartışmalara yol açtı.
Olayın Arka Planı
2021 yılında İzmir'in Buca ilçesinde meydana gelen olayda, Ayşe Vural (29),uyuşturucu bağımlısı olan kızı Zeynep Vural'ı boğarak öldürmüştü. Olayın ardından tutuklanan anne hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenmiş, ancak daha sonra bu ceza 18 yıl 4 aya indirilmişti. Yargıtay, cezanın tahrik gerekçesiyle fazla olduğuna hükmederek kararı bozmuştu.
Mahkeme Süreci ve Karar
Yeniden görülen davada sanık Ayşe Vural, SEGBİS aracılığıyla katıldı. Vural, mahkemede yaptığı savunmada şunları söyledi:
Bizim evimize düşen yıldırım hiçbir eve düşmesin. Ben karıncayı bile inciten biri değilim. Suça meyilli biri değilim. Evimizin ipini uyuşturucu çekti. Kızım uyuşturucudan önce bambaşka birisiydi. Ciğerim yanıyor. Cezaevinde uyuşturucu satıcılarını gördükçe gram gram ölüyorum. Hiçbir karar içimdeki acıyı bitiremez ama en azından nefes almak istiyorum.
Sanık avukatı Mehmet Ali Orman ise müvekkilinin suç işlemeye eğilimli biri olmadığını belirterek, haksız tahrik indirimi uygulanmasını talep etti. Mahkeme heyeti, önce Vural'a "kasten öldürme" suçundan 20 yıl hapis cezası verdi. Ardından, iyi hal ve tahrik indirimi uygulayarak bu cezayı 16 yıl 8 aya düşürdü.
- İlk ceza: Ağırlaştırılmış müebbet hapis
- İndirim sonrası ceza: 18 yıl 4 ay
- Yargıtay bozma kararı
- Son ceza: 16 yıl 8 ay
Kararın Toplumsal Etkileri
Mahkemenin verdiği bu karar, kamuoyunda büyük tepkilere neden oldu. Özellikle kadın hakları savunucuları ve hukukçular, "haksız tahrik" indiriminin uygulanmasının yanlış olduğunu ve kadına yönelik şiddeti teşvik ettiğini savundu. Kararın gerekçesi ve detayları merakla beklenirken, benzer davalarda emsal teşkil edebileceği endişesi de dile getiriliyor.
Bu tür davalar, toplumda derin yaralar açarken, adaletin sağlanması ve suçluların hak ettikleri cezayı alması büyük önem taşıyor. Uyuşturucu bağımlılığıyla mücadele ve aile içi şiddetin önlenmesi için daha kapsamlı çalışmalar yapılması gerektiği de bir kez daha gözler önüne seriliyor.