
AKP'li İsimden Mülakat İsyanı: Değerlerimiz Sorgulanıyor!
Eski AKP İzmir İl Başkan Yardımcısı Ayşe Cankurtaran, oğlunun Deniz Harp Okulu sınavlarını başarıyla geçmesine rağmen sözlü mülakatta elenmesi üzerine sert bir tepki gösterdi. Sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda, partisine ve özellikle İzmir milletvekillerine seslenerek, yaşanan haksızlığa dikkat çekti ve yıllardır inandığı değerlerin sorgulanmasına neden olduğunu belirtti.
Mülakat Skandalı mı? AKP'li Cankurtaran'dan Sert Eleştiri
Ayşe Cankurtaran, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, oğlunun uğradığı haksızlığa karşı partisinden hiçbir destek görmemesine isyan etti. Cankurtaran, yıllardır AK Parti'nin her kademesinde görev aldığını, ailesiyle birlikte bu davaya gönül verdiğini ve fedakarlık yaptığını vurgulayarak, şu ifadeleri kullandı:
“Vicdanı Olan Herkese… Yıllarımızı AK Parti’nin her kademesinde büyük bir inanç, sadakat ve emekle geçirdik. Bu hareketin bir neferleri olarak, sadece kendimiz değil; ailemizle birlikte bu davaya gönül verdik, fedakârlık yaptık, elimizden ne geliyorsa yapmaya çalıştık. Ama bugün, Evladımız Kerem’in uğradığı açık bir haksızlık karşısında ne bir milletvekili, ne il başkanlığı, ne de genel merkez teşkilatı tek bir kelime etmiyor. Herkes susuyor."
Cankurtaran, bu sessizliğin kendilerini değil, yıllardır inandıkları tüm değerleri sorgulattığını ve sözün bittiği yerde olduklarını ifade etti. Bu durum, parti içinde mülakat süreçlerinin adilliği konusunda soru işaretleri yaratırken, Cankurtaran'ın tepkisi parti tabanında da yankı buldu.
Siyasi Arenada Yankı Uyandıran İddialar
Cankurtaran'ın paylaşımı, siyasi arenada geniş yankı uyandırdı. Birçok kişi, mülakat sisteminin şeffaflığı ve adilliği konusundaki endişelerini dile getirdi. Özellikle, Deniz Harp Okulu gibi önemli bir kurum için yapılan seçimlerde, liyakatın ön planda tutulması gerektiği vurgulandı. Cankurtaran'ın tepkisi, AK Parti içinde de farklı görüşlerin ortaya çıkmasına neden oldu. Bazı partililer, Cankurtaran'ın haklı olduğunu ve olayın üzerine gidilmesi gerektiğini savunurken, bazıları ise sessiz kalmayı tercih etti.
- Mülakat sisteminin adilliği sorgulanıyor.
- Liyakat ilkesinin önemi vurgulanıyor.
- Parti içinde farklı görüşler ortaya çıktı.
Bu olay, Türkiye'deki mülakat sisteminin şeffaflığı ve adilliği konusundaki tartışmaları yeniden alevlendirdi. Özellikle kamu kurumlarına personel alımında uygulanan mülakatların, objektif kriterlere dayanması ve herhangi bir ayrımcılığa yol açmaması gerektiği vurgulanıyor. Cankurtaran'ın isyanı, bu konudaki hassasiyeti bir kez daha gözler önüne serdi.
Ayşe Cankurtaran'ın bu çıkışı, sadece kendi ailesinin yaşadığı haksızlığa değil, aynı zamanda partisi içindeki ve genel olarak Türkiye'deki mülakat sistemine yönelik bir eleştiri olarak değerlendirilebilir. Bu durum, AK Parti'nin ve diğer siyasi partilerin, mülakat süreçlerini daha şeffaf ve adil hale getirme konusunda adımlar atmasına yol açabilir. Cankurtaran'ın sesini yükseltmesi, benzer durumda olan birçok insanın da cesaretlenmesine ve sorunlarını dile getirmesine olanak sağlayabilir.