28 Nisan 2025 Pazartesi

Diyarbakır Barosu'ndan Alevi Katliamı İçin UCM ve BM'ye Başvuru!

Diyarbakır Barosu İnsan Hakları Merkezi, Suriye'de Heyet Tahrir El Şam (HTŞ) tarafından gerçekleştirilen ve Alevileri hedef alan katliamlarla ilgili olarak Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ve Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'ne başvuruda bulundu. Başvuruda, UCM Savcılığınca resen soruşturma açılması ve BM Güvenlik Konseyi'nden sivillerin korunması için gerekli tedbirlerin alınması talep edildi. Peki, bu başvurunun arka planında neler var ve uluslararası hukuk bu konuda ne gibi mekanizmalar sunuyor?

Suriye'deki Alevi Katliamları ve Diyarbakır Barosu'nun Girişimi

Diyarbakır Barosu'nun başvurusunda, HTŞ'nin denetimindeki bölgelerde Aleviler başta olmak üzere farklı inanç ve kimliklere mensup sivillerin mal varlıklarına el konulduğu, dini ve kültürel mirasların yok edildiği belirtildi. İnsansız hava araçları ve ağır silahlarla gerçekleştirilen saldırılarda sivil altyapının da ciddi zarar gördüğü, okullar, hastaneler ve ibadethanelerin hedef alındığı vurgulandı. Baro, yaşanan hak ihlallerine dair bilgi, belge ve delilleri de UCM ve BM Güvenlik Konseyi ile paylaştı.

Başvuruda yer alan önemli tespitlerden biri de, bölgedeki yerel gazetecilerin aktardığı bilgilere göre, katliamlarda rolü olan örgüt, grup ve şahıslar tarafından işlenen suçların sistematik ve geniş çaplı olduğunun kanıtlanmasıdır. Tanık ifadeleri ise, saldırıların belirli mezhepsel grupları hedef aldığını ve etnik temizlik niteliği taşıdığını açıkça ortaya koymaktadır.

  • Suriye'de Alevilere yönelik işlenen insanlığa karşı suçlar ve savaş suçları hakkında acil soruşturma başlatılması
  • UCM'ye taraf devletlerin vatandaşlarının bu suçlara katılımının tespit edilerek, ilgili kişilere yönelik uluslararası yakalama kararları çıkarılması
  • Katliamlarda rolü olan örgüt, grup ve şahısların faaliyetlerinin mercek altına alınması ve bu suçları işleyenlerin tespit edilerek adalet önüne çıkarılması

UCM ve BM'den Beklentiler Neler?

Diyarbakır Barosu, UCM ve BM Güvenlik Konseyi'nden bir dizi talepte bulundu. Bu taleplerin başında, Suriye'de Alevilere yönelik işlenen insanlığa karşı suçlar ve savaş suçları hakkında acil soruşturma başlatılması geliyor. Ayrıca, UCM'ye taraf devletlerin vatandaşlarının bu suçlara katılımının tespit edilerek, ilgili kişilere yönelik uluslararası yakalama kararları çıkarılması isteniyor. Katliamlarda rolü olan örgüt, grup ve şahısların faaliyetlerinin mercek altına alınması ve bu suçları işleyenlerin tespit edilerek adalet önüne çıkarılması da talepler arasında yer alıyor.

BM Güvenlik Konseyi'ne yapılan başvuruda ise, bölgede sivillerin korunması için güvenli bölgeler oluşturulması ve insani yardım koridorlarının açılması talep edildi. İnsan hakları ihlallerinin belgelenmesi için bağımsız BM gözlemcilerinin bölgeye gönderilmesi ve saldırıları gerçekleştiren örgütlere yönelik ekonomik ve diplomatik yaptırımların uygulanması da isteniyor.

Uluslararası Hukuk ve İnsan Hakları İhlalleri

Uluslararası hukuk, insanlığa karşı suçlar ve savaş suçları gibi ağır insan hakları ihlallerine karşı çeşitli mekanizmalar sunmaktadır. Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), bu tür suçları işleyenleri yargılamakla yetkilidir. Ancak, UCM'nin yargılama yetkisi, üye devletlerin topraklarında işlenen suçlarla veya üye devletlerin vatandaşları tarafından işlenen suçlarla sınırlıdır. Suriye'nin UCM'ye üye olmaması nedeniyle, UCM'nin bu ülkedeki suçlarla ilgili yargılama yetkisi bulunmamaktadır. Ancak, BM Güvenlik Konseyi'nin UCM'ye sevk yetkisi bulunmaktadır. Yani, Güvenlik Konseyi bir kararla Suriye'deki durumu UCM'ye sevk edebilir ve bu durumda UCM'nin yargılama yetkisi doğar.

Birleşmiş Milletler (BM) ise, insan haklarının korunması ve uluslararası barışın sağlanması amacıyla çeşitli mekanizmalar işletmektedir. BM Güvenlik Konseyi, uluslararası barışı ve güvenliği tehdit eden durumlarda yaptırım uygulama, barış gücü gönderme gibi yetkilere sahiptir. Ayrıca, BM İnsan Hakları Konseyi, insan hakları ihlallerini araştırmak ve raporlamakla görevli özel raportörler atayabilir.

Unutmayalım ki, insanlığa karşı işlenen suçlar ve savaş suçları, tüm insanlığın ortak sorunudur ve bu suçların faillerinin cezasız kalmaması için uluslararası toplumun işbirliği büyük önem taşımaktadır.

Diyarbakır Barosu'nun bu önemli girişimi, Suriye'deki Alevi katliamlarına dikkat çekmek ve sorumluların adalet önüne çıkarılması için uluslararası kamuoyunu harekete geçirmeyi amaçlamaktadır. Başvurunun UCM ve BM Güvenlik Konseyi nezdinde nasıl bir yankı bulacağı ve hangi adımların atılacağı önümüzdeki günlerde netlik kazanacaktır. Ancak, bu tür girişimlerin, insan hakları ihlallerine karşı farkındalık yaratmak ve adaletin sağlanmasına katkıda bulunmak açısından büyük önem taşıdığı unutulmamalıdır.

İlgili Haberler